Büyük camiler, minarelerinde beyaz ışıkları Bir çocuğun masum, özgürce tavırları Yarım kalan oyunlarında yorgunluktan uyuklamaları Tepelerin, uzayan eteklerinde koşuşan anıları
Eminönü’nde sadaka akçelerini Güvercinlere salan eller, Martılara ufalanan ekmekler Arı peteği pencereler, sütunlar, balkonlar Muhteşem bir tablonun parçasıdır her şey
Kaç ayrı şehri kucaklayan ana Akıl sır ermiyor asırlık manana Candan geçtik, vardık bildik canana İçtik sularından Göktürk’ün kana kana
İşte “is” işte “tan”, sana kaldı “bul” İsminde gizlediği hazine asra kul
Tek taşına değişmem tektaşları Uzanıyor sur boyunca at başları Yolumda eski Camii’nin vakarı Etrafımdır Türk’lerin kazası
Yedi gözün etrafı yedi kuşak mermer Geçiyor kaldırımdan yosma dilberler
Bölünmüş yolları süsleyen çiçekler, havuzlar Tarih hattınca dimdik kubbeler, külliyeler Kariye müzesinde fresk ve mozaikler Beyazıt’ın çizmeleri Anadolu Hisarı’na Yıldırım gibi değer
Yeşil tuvaline sarı fırçalar vurur güneş Koşulmaz yeryüzünde sana eş
İki taş bedesten, Çarşı-yı Kebir Tonozlarla örtülü, dükkânları 61 sokak 400 dükkânla Kapalı Çarşı
Dünya’da ilk defa Hezarfen kanatlandı Galata’da Kule’den süzüldü Üsküdar Doğancılar’a
Hırçın dalgaların kuşatmasıyla Kızkulesi! Fener ve sığınak Bir tek deprem yelledi betonunu Top atışları eşliğinde törenlere kucak açtı Efsanelere beşik kaldı
Cihan’ın payitahtına bir İstanbul layık görüldü Asırlardır bir İstanbul’du
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İSTANBUL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İSTANBUL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.