SIR
Bütün korkularımı yanıp sönen bir sokak lambasının altına bıraktım,
gel diyordu sesin...! Dünyanın şar telini attırmak istiyordum, seninle aynı odayı solurken. Kış üşüyordu pencerede, tipiye tutuluyordu her sözcük, şehir bizim için uyuyordu, otobüs kaçırmıştı seni..., ama rezerve edilmişliğin, boşluğuyla doluydu kalbimiz. Güne az kalmıştı, günaha daha çok vardı. Saklayacak bir şey yapamamıştık, sır, sırra kadem basmıştı. Zemin hazırdı, geceydi,yalnızdı, şeytana meyilliydim, teslime yatkındı, şeytan şeytanlığını gösteremedi, sır olmuştu sır... Saklayacak bir şey yapamamıştık. Kapalıydı kapılar, gündüz karanlığa saklanmıştı, kelimeler yağlı bir urgan gibi boğazıma akıyordu, ipin ucu bende değildi, bir kader dolanıyordu ayaklarımıza. Şiir bitmemek için direnirken, gün gözlerini açmaya sabırsızlanıyordu, rüya bitiyordu işte, yatak tek kişilikti, benim aşklarımda, çoktun... Seni bitirmekten korkuyordum |