SİZ HİÇ...
siz hiç kayboldunuz mu kalabalıklarda
bir dağ başı yalnızlığı kadar üşüdünüz mü öldünüz mü, gömüldünüz mü caddelerde ben yalnız gömüldüm,üşüyerek… siz hiç ağladınız mı nedensiz savruldunuz mu bir kül gibi yüzlere yüzünüzle her buluştuğunda mendilleri kanattınız mı ben kanattım, mendillerle savrularak… ya her yolculuğunuzda kaldınız mı aynı yerde kalanların gizlice yanlarında ve gördüğünüz mü gerçekleri kalanların ardınızda bıraktıklarını yani… siz göklere yumruk tutup ısındınız mı üşüttünüz mü cellatları uykularında kekemeliğin sınırında lal oldunuz mu ben oldum bir “deniz”le ısındım bir “kaya”da lal oldum… peki hiç kırıldı mı dallarınız bir ağaç gibi değil bir orman gibi her yerinizle yakıldınız mı,ısıtarak üşüdünüz mü ben kırıldım,ısıttım ve üşüdüm… canlarınızın mezarda sohbetini duydunuz mu hiç ölüme bir soluk adımla yaklaştınız mı ya ölüler muhabbetinde hiç sarhoş oldunuz mu pınarlarına inebildiniz mi o anlar gözyaşlarınızla Ben duydum, öldüm, ve sarhoş gibiydim… peki sizin hiç yazılarınız kayboldu mu yakıldı mı tedirgin bir bakış ile ateşte gecelere sordunuz mu sözcükleriniz akıbetini ve gecelere asılı kaldınız mı,yeni sözcüklerle kaybolanların arkasına sözcüklerinizle iz gibi düştünüz mü böylece ben kaybettim, aradım ve sözcüklerimde kayboldum…. İRFAN TEMEL kitaptan... |