Çok yaşa!
Karanlığın üstüne yalnızlığımı çizdiğim
Tozlu tebeşirlerin hapşırıklarından sonra Çok yaşa! Der gibi girdin hayatıma Hoş geldin, Tam zamanında yetiştin Haberin yoktu Beyaz çizgili asfaltları, Beyaz çamurdan, beyaz çakıldan, bembeyaz ufuk’tan yolları aşıp Defalarca yamalanmış adımlarla geldim …ben de sana, Haberin yoktu… Defalarca seviştim karanlığa çizdiğim vücudunla Ellerimde tebeşir tozu Sende ise dokunduğum yerler belli oluyordu Okşadıkça rüzgâr saçların Okşadıkça uzun palmiyelerdi boynun Ve devam ettikçe karanlığa yaktığım mum Haberin yoktu Dinlerken bütün sonatlarını sensizliğin Beste beste kazıdım notalarını yüreğime Açtım sesini sonuna kadar Sağır edercesine kulaklarımı doldurdum Tozdan seslerle Haberin yoktu… Yine bu tozdan seslerle seslendim sana Duymadın Sadece ürperdin kimi zaman, silkelenip tozlarını savurarak Sustum Silinip karanlığa karışmandan korktum Haberim yoktu Ölüyorum, (Sensizliğin resimlerine, tebeşir tozlarının arasına, sana karışa karışa) Sanıyordum Ama sana karıştıkça Tozlu tebeşirlerin hapşırıklarından sonra Çok yaşa! Der gibi girdin hayatıma Hoş geldin, Tam zamanında yetiştin (serkans) |