Göçüp Gidenlere(Bilal amcanın anısına…) onlar sonsuzluktan gelmiş gibiydiler ve ansızın gittiler ne çok sevdik öykülerini ne çok dinledik çocukluğumuzu kurutup kursağımızda bir gün kanatlanıp güneşe gittiler gözlerimizden yağmur gibi akıp gittiler geriye dönecek diye bekledik çokça sözlerini ezberimizde tuttuk sobalarımıza odun attık kış geceleri yarım çaylarını tazeledik, bekledik gözlerimizi kırpmadan bekledik unutmayacaktık masalın başını bir şeyler hatırlamış gibi telaşlı ve apansız öylece bırakıp her şeyi bütün kuşları peşlerine takıp gittiler rüyalarımızın yenilmez kahramanıydılar uzun gecelerin sıcak buğusunda türkü dinler gibi dinledik söylencelerini biz uykuların eşiğindeyken dizlerinde yarıda bırakıp bir meseli kanatlı bir ata binerek gittiler amcamızdılar babamızdılar ve kahramandılar sıcak ve güvendiler, bilgeydiler masallar biliyorlardı öğrenmişlerdi sırlarını dünyanın gün geldi masallarına inanır gibi gitmek ister gibi hep anlattıkları yerlere özler gibi birden bir şeyi, değiştiler kestiler sözlerini kayboldu gözleri çocukluğumuzu alıp gittiler. 31.05.2006 Ankara (Ada Kültür Sanat Edebiyat Dergisi Eylül-Ekim 2005 11. sayı) |