Sana Geldimtarihin karanlık derinliklerinden geldim bin yıllık susamışlığıyla yüreğim kapında yüzü kara bir dilenci aşkına aç, varlığına susamış şiirler biliyor suskunluğum tarihin ayrıntılarında kaybolanlardan masallardan geçtim, karanlık zamanlarda yol boyu insanlar vardı ve kemik olmuş eski sevdalar sahifeler bıraktım gerimde yaprak yaprak geçtim bütün efsaneleri çölün sessizliğinde Mecnun’la yıldızları saydım Leyla’sına hasret her çağda insanlar vardı ağlayan çağıran yol boyu ülkeler, kavgalar ve yeni dinler durmadım, inanmadım senden ötesine yürüdüm yüzyıllar boyu sarp dağlardan geçerken içimde sevdan vardı, kor gibi kaç ömür yaşadım gelirken sana neleri geçtim, neler kaldı ardımda gözlerim suskun, ayaklarım yorgun aşkına geldim kapın Sırat Köprüsü şimdi sana ait bir yüreğim var taşıdığım itme beni tarihin derinliklerine beni zamanına al, yani yanına 06.07.2004 Ankara |