Sultanîyegâh/kollarda diken diken göğse batan yokluk!/ beyaz ekip, siyah biçenin beyhude kulaçları bitaplığında, kapılıp bir nehrin öfkesine atılmak sarınılan düşlerden kelebek ateşine kendi beynini yiyen dilsiz çığlıkların karabasan damlarında iki göz, bin parça duvarlara çarpan sanrı serçe ruh ağırlığınca gizlenen söz uzandığında gölgesine kirpik uyku kanadına saplı ucsuz bucaksız beşik salladıkça tutunduğu iklim dimdik başı terk eden nefes dokunup sin`ininde çöken toprağa ciğerler es eşlenip karanlığının notalarıyla son kez sevişir sultanîyegâh makamında Sude Nur Haylazca |
Sevgiyle kal