2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1490
Okunma
Siyah kapaklı büyük defter, ne saklıyorsun söyle, ele ver!
İçinde sayfalar mı gizli, gizinde sayfalar mı var?
Yılan derisini yüzmüş bir karton kapak
Üstünde ne bir resim ne bir yazı var
Parmak izi gibi beliren yaşlanmış derinde neye çarşaf oldun?
Albüm müsün, roman mısın, hatırat mısın?
Açılması mümkün değil siyah bir plâket misin?
Tuval misin? Küçük bir masa mı? Paket misin?
Rüzgâr esse, hafiften bile oynamazsın
Oysa zarif oysa ince dallarındayım
Bitecik hasretimi sana verdim emanet
Küçük yazılarım içinde karıncayım
Benden büyüksün gözlerimde, seninle paylaştığım sözlerimde
İçine girip dolaştığım masal evisin
Kaybolurum çoğu kez caddelerinde
Evcilik değil bu hasret öyküm!
Var mı başka sırrıma vakıf olan
Hayır, siyah kapaklı büyük defter, hayır!
İçindeki kadar olmasa da büyük bir alev çaldı
Küçücük bir çöp ateş yaktı
Şimdi içindesin benimle
Sen kayboldun, bense sayfalarında geziniyorum
Sen kül oldun bense korundaki sacdayım
Yılan derin korumadı, siyah bir duman aldı
Ya içinde boğulan maktul kimdi?
Ateş sardı etrafını çemberin, oldu katili sevdiğim
İnler durur siyah bir defter
Kilit vurulmuş sırrı çözemezler
Asilce dizilen siyah taşlar
Sana sarılıp kollarım karalar bağlar
Şimdi daha ıslak daha kabarmış derin
Siyah bir ayna, içinde her şey
Her şeyde bir şey eksik
(Hasret Öyküm!)
Halime Erva Kılıç