AVCI SOHBETİAvcı mekânına uğradım bir gün, Buyur şöyle otur, dayı dediler. Halime baktılar, görünce yorgun Yudumla bir yandan çayı dediler. Dedim köyde av yok, köyünüz fakir Hemen söze girdi Nuh ile Bekir Her şey fazlasıyla Allaha şükür Bu sene bereket iyi dediler. Müjdat usta avcı, sakat bacağı İsabet tam, boşa atmaz nacağı Şimdi geçti avla dolu kucağı İrisinden bir de ayı dediler İskender haftada bir ava çıkar Her gittiği avda sekiz geyik var Dedim gelin, üçte kılalım karar. Tanımaz aşağı sayı dediler. Bir Kadir Baba var, destandır dile Dağlardan av taşır, kamyonlar ile Vurduğunu bırak, zekâtı bile Bir köyün bir yıllık payı dediler Masraf olur diye tek kurşun atmaz, Pintilikte kimse yerini tutmaz, Tüfeği övsek de Ardahan yutmaz Kullanır ok ile yayı dediler. Ustalığı okunuyor yüzünden Ceylanlar illallah etmiş hızından Uçarken sineği vurur gözünden Bekle de gör Macit Bey’i dediler. Bir Hacı Tuncer var merakı tilki Pek de büyük imiş, avının ilki, Tam ölçmedik daha fazlaydı belki, En az üç metreydi boyu dediler. Lütfi dayımızın yok imiş boşu, Tek atışta vurmuş yirmi bin kuşu Hepsi tasdik etti, salladı başı Bir hafta doyurdu köyü dediler Gözü bozuk ava çıkmasa keşke, Ceylana benzetip geliyor aşka Erol vuramadı, sıpadan başka Tükendi hayvanın soyu dediler. Biraz durgun gördüm Okan Efe’yi Yakalatmış dürbün ile tüfeği Toplar bizden düşen ufak tefeği Bu da avcıların toyu dediler. Sabri içeriye girdi bir hızla, Dedi ki boğuştum elli domuzla Dedim az söyledin fazladır fazla Alçak gönüllülük huyu dediler Ertan ile Murat Kaptan-ı Derya İndi mi denize başlarmış furya Balıksız dönmez bu ikisi var ya Bir balık cenneti kıyı dediler Fazlı av peşinde çok diyar gezmiş, İsmail kuyuyu derince kazmış Halim Hoca bir bir avları dizmiş, Tıka basa doldu, kuyu dediler. Mehmet’le Sıtkı’nın çabası boşa, Hakan ile Yakup hasret bir kuşa, Harmancı da züğürt girmiş bu kışa Bunlara yapılmış büyü dediler. Bir çorba pişirmiş Ateş Ahmet’im, Yalnız suyla soğan zor bela yedim, Bu varlık içinde bu nedir dedim, Et bitti de onun suyu dediler. Ufak tefeklerle uğraşmaz Sülo, Tüfeği kaptı mı kurtulmaz filo Bir yatak serdi ki yirmi beş kilo Son vurduğu kazın tüyü dediler. Sağ olasın bize vakit ayırdın, Aramıza teşrif ettin, buyurdun Karnını da çorba ile doyurdun, Çok yorgunsun artık uyu dediler. Ortak olduk sevinç ile kedere, Biz avcıyız bizde böyledir töre, Kim iyi attıysa atışa göre Karaçay kullansın oyu dediler. İbrahim Karaçay |
İsabet tam, boşa atmaz nacağı
Şimdi geçti avla dolu kucağı
İrisinden bir de ayı dediler
İskender haftada bir ava çıkar
Her gittiği avda sekiz geyik var
Dedim gelin, üçte kılalım karar.
Tanımaz aşağı sayı dediler.
Bir Kadir Baba var, destandır dile
Dağlardan av taşır, kamyonlar ile
Vurduğunu bırak, zekâtı bile
Bir köyün bir yıllık payı dediler
GÜZEL OLMÜŞ ELİNE GÖNLÜNE SAĞLIK KUTLARIM ELLERIN DERT GÖRMESİN