kırıldı birkere
kırılgandı düşlerim /unutkan
kent bayırlarına savurdum adını rüzgarın yanağına silip gittin nasılsa çöl tozları gibi içimde kaynayan salyangoz bezesi mecburmuyum taşımaya seni? gidiyorum gitmek istemezken gitmeyi özlüyorum içimdeki devrimci rüzgarlara uymayı gitmek istiyorum gidemiyorum yarı topal yarı aksak bir sandalye gibi kal desen kalırdım yüzsüzlüğümü bir leke gibi kalbime buruşturup gitmeliyim yinede haritalarda bulamayacağın bir coğrafyaya kırıldı birkere genlerımın bütün dnası unutamıyorum kibirliğini beğenmişliğiyle birleştirip çirkin yüzüme kustuğunu |