yetmiş yaş
Bu benmiyim?
Yoksa yetmiş yaşın ihtiyarlığı Bu benmiyim? Dalgalı simsiyah saçlarının yerine Bozkur bir tepe gibi dizilmiş başımmı? Yedikte bitirdik desene bir öğünde gençliği Bu benmiyim ihtiyar moruk Yoksa ben değilde gençliğimin ihtiyar halimi Eskiden tadı olurdu yediğin yemeğin içtiğin suyun Tadı başkaydı gezdiğin yolun yürüdüğün caddenin Daha güzeldi sevişmek Çkı gibiydik demir gibiydi bileklerimiz Ve gençliğimizin en romantik haliydi yağan yağmur O kısa kollu tişörtlerle sırılsıklam olur yinede şikayet etmezdik Şimdi ağrıma gidiyor katılalamak hayata Eskiden bizi hayatı yaşarken şimdi hayat bizi yaşar oldu Birazdan eve giderim torunların oyuncağı olur gelinlerin azarı Yardımı olan olsada Acıntısıdır tutan bir el yorgun çatlak elllerimden Yaşalanmak değil bizimkisi kıtaplara sığmayan bir acı Hani varya kurşun yesen bukadar acıtmaz Fişimiz çekilse olur biter Ruh acısı nedir bilirmisiniz,?hiç çektinizmi?, Öbür acılar ya yağar geçer yada tamamen biter Ruh acısı ömrün bitsede öbür tarafa taşınır Bedeni atarsında ömrün vadesinde olmuşluğunu atamazsın Yaşlılığın sıra dağlar gibi sayamazsın dizilirde önüne aşamazsın Gençliğinde kaybetsende zamanı peşinden koşar yeniden yakalarsın Susasanda çoğukez aşka bir yolunu bulursun İçersin o çeşemeden hemde en güzel hazlarla kana kana Düşsen kalkarsın ayağın kırılsa kaynarsın Üçüncü aya yere daha sağlam basarsın Usansan oyalanacak bişeyler bulursun Oyuncağınmı kırıldı yeniden yaparsın Ne gözlerin akar nede akan burnunu silecek birini ararsın nede karşıdan karşıya geçerken bir kol bir baston ararsın kendine istersen takla atar amuda kalkarsın kemiklerin demir gibi hem esnek hemde sertsin canın koşmak isterse kendinle yarışırsın Kim tutarki seni sen rüzgarsın!!! Bu sabah çorabımı bile ters giymişim Artık ayakkkabı bile giyemiyorum ağrı yapıyor iyiden iyiye Nazikleşti iyice ayaklarım hoş terlikte giyemiyorumya Böylesi daha kolay Bu sabah pekte isteksizdim dışarı çıkmaya Alllahtan asansör var, hoş düğmesinede basamıyorumya Çocuklar yardım ediyor inene kadar Evden çıkmadan küçük çocuklar gibi Kocaman kocaman nasihatlar alıyorum yanıma Kendine dikkkat et, güneşte fazla durma ilacın yanındamı mendilin cebindemi? Evden fazla uzaklaşma acıkınca beş olmadan eve gel vs...vs İşin aslı şu’ki yaşlanmışız Çukur çukur iskelete dönmüş yüzümüz Et değilde derimiz yapışmış kemiğe Ne işse uzayan boyumuz kısalmış Kambura dönmüş heryanımız Nefesim daralıyor bazı geceler, işte o geceler gidip gidip geliyorum Azrailin nefesimi yokladığı geceler, bilinen bütün dualar okunuyor Kopamıyor insan yinede yaşamdan kolaymı büyüttüklerimizi ve getirdiklerini bırakıp Ve götürdüklerini unutup birden Bir fani münibüsü haydi gidiyoruz diyecek Ve sen yıllarının getirdiği herşeyini zaman gibi bir saniyede Unutulmuşluğun avutulmuşluğunda bırakacaksın Artık eskisi gibide konuşamıyorum Bende artık içimden konuşuyorum:))))) Konuşurken cümleleri karıştırıyor Krıştırdığım cümleleri konuşurken unutuyorum Zaten unutttuklarımıda bir daha hatırlamıyorum:))) Bir insan nasılsa işte ona benziyorum Mutlu bir yüz olup içimden kahkahaların sesini çıkarabiliyorum Şimdilerde ekmeğimi tuzsuz yiyorum Tansiyon işte tadına varamıyorum şekerde yasak tuzda Tatlılara uzaktan bakıyorum Sütlacı kaşıklamayı ancak hayal edebiliyorum Yaşlılık böyle birşey işte Olmamak ve bilinmez bir denklemde kaybolmak nasılsa öyle Yaşadık ve bitti olsun Ama biz bilmeyelim olmuşluğumuzu Ve bilmesin kimse olmamışlığımızı |
saygı ile..