UNUTAMAMgöl kenarında,hat boyunda, ben çekmece’de büyüdüm; çekmece’nin küçüğünde,en güzelinde.. gölünde yüzdüm,turnasından yedim, karabatağından,bembeyaz kazına kadar, soğuk toprağına yatıp,sabahlara kadar gümelerde bekledim.gecenin karanlığında mühremi, av sanıp, vurduğum da oldu benim. çocuktum,tüfek boyum kadardı. çizmelerimin içine sular girer, ayaklarım mantar mantar kabarırdı duvarlara vururdum çoraplarımı,kurusun diye; hasta da olmazdım inanır mısın! yurttaşlık bilgisi çalışmadım diye, dayakta yerdim anamdan.. yirmi sayfa dersten mi kaldın diye, girişmişti rahmetli o gün. oysa ben zaten yurttaştım: dokuz senem vardı o bilgileri kullanmama, olsundu,ben dokuz sene önceden yemiştim dayağını yurttaşlık bilgisinin.. tabiatın içinde, kucağında büyüdüm,kurbağalarla.. kurbağa ustasıyım,evrimlerini havuz havuz bilirim; ip üstünde dizi dizi yumurtada gelirler, balık gibi yüzüp,dört ayakla giderler.. ben bilirim,ben gördüm onları tek tek; biyolojim zayıftı ama,kıtabını da yazamamıştım yaşamaktan.. gönülden hocam inat etti, ben inat ettim,sonra, sonra mı;belgelendim orta birde.. tabiat tümüyle benim oldu birbuçuk yıl. annem rahmetli soranlara, köpek taşlıyor derdi kızarak. okumadım ya,dert çok büyük gazyağından,sana yağın yokluğundan, söz nasıl gelirdi belgelendiğime anlayamazdım..hoş anlamak isteyen de yoktu ya.. akşamları dersin en büyüğü vardı bize: avcı osman,komşumuz,rahmetli oldu o da önceki gün, fişek nasıl doldurulur öğretirdi, yapamazsan,sırayı şaşırtırsan, o da vururdu ensene,inanır mısın ne dayaklar yedim,adettendi her halde. bir keresinde barut ile saçmaların yeri, karışmış kafam gibi,patlamamış avda; kaçınca ördek,akşam kaz oldu tabiii.. kulağım kıpkırmızı, ama üşümüyor biliyorum şimdi sırasını hiç kaçırmam, yanıyor kulağım o an.. unutamam... |
Güzel anlatımdı
Tebrikler