METRUK EV
tellerle çevrili büyük bahçenin ortasında
zararsız tek başına bütün küskünler gibi yalnız içen bir ihtiyar koca azgın denizde kayıp bir sandal geceleri, korkunç kabuslar burada buluşuyor saldırıyor günahsız sabilerin derin uykularına burası tekin değil karanlık odaların mundar duvarlarına vicdan azapları sinmiş ihanetler sıvanmış cinlerin, perilerin yuvası elemli ruhların yurdu esrarı çözülmemiş cinayetler tecavüzler mekanı kaçırılanların işkence edildiği çalınanların paylaşıldığı adi hırsızların, meczupların dinsizlerin uğrak yeri karanlık basınca garip sesler geliyor ağır işkence altında ruhlar inliyor kan damarlardan çekiliyor uğursuz kapısından adım atan bir daha iflah olmaz diyorlar nereye gitse üstüne çekermiş belayı aman çocuklar yaklaşmasın altına gömülenler var akşamları rüzgar esip de ulu karanlık ağaçlarını sallayınca boğuk boğuk ağlama sesleri yardım diye bağaran genç kız nefesleri duyulur kovulmuş günahkar ruhların feryadları yankılanır karanlık pencerelerinde tuhaf gölgeler aniden görünüp kaybolur huzursuzluğun kol gezdiği bu ev uyumayan çocukların korkutulduğu içinde yılanlar, çiyanları akrep ve örümcekleriyle hayallerin karanlık zindanı üstüne uydurulmuş korkunç hikayelerle yalnızca bir ev aslında uzun zaman önce terkedilmiş şimdi kendi korkularına yurt arayan insanların iftira ettiği masum duvarlarıyla geceleri uykulardan kaçan kabusları kolluyor zavallı |
İşte bu şiirde de zavallı bir evin duvarlarına...
Mesaj kuvvetliydi, anlatım her zamanki gibi... Hatta bu defa nereye varacağız diye soluksuz okudum,
Kutluyorum, saygılarımla.