6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1903
Okunma
tellerle çevrili büyük bahçenin ortasında
zararsız tek başına
bütün küskünler gibi
yalnız içen bir ihtiyar
koca azgın denizde kayıp bir sandal
geceleri, korkunç kabuslar burada buluşuyor
saldırıyor günahsız sabilerin derin uykularına
burası tekin değil
karanlık odaların mundar duvarlarına
vicdan azapları sinmiş
ihanetler sıvanmış
cinlerin, perilerin yuvası
elemli ruhların yurdu
esrarı çözülmemiş cinayetler
tecavüzler mekanı
kaçırılanların işkence edildiği
çalınanların paylaşıldığı
adi hırsızların, meczupların
dinsizlerin uğrak yeri
karanlık basınca
garip sesler geliyor
ağır işkence altında ruhlar inliyor
kan damarlardan çekiliyor
uğursuz kapısından adım atan
bir daha iflah olmaz diyorlar
nereye gitse üstüne çekermiş belayı
aman çocuklar yaklaşmasın
altına gömülenler var
akşamları rüzgar esip de
ulu karanlık ağaçlarını sallayınca
boğuk boğuk ağlama sesleri
yardım diye bağaran
genç kız nefesleri duyulur
kovulmuş günahkar ruhların
feryadları yankılanır
karanlık pencerelerinde
tuhaf gölgeler aniden görünüp kaybolur
huzursuzluğun kol gezdiği bu ev
uyumayan çocukların korkutulduğu
içinde yılanlar, çiyanları
akrep ve örümcekleriyle
hayallerin karanlık zindanı
üstüne uydurulmuş korkunç hikayelerle
yalnızca bir ev aslında
uzun zaman önce terkedilmiş
şimdi kendi korkularına yurt arayan insanların
iftira ettiği masum duvarlarıyla
geceleri uykulardan kaçan kabusları kolluyor
zavallı