VEHİMLER YOK
İlk kez maziden uzak ama
Bu kadar mutluyum Bu gece seni yazıyorum Issız masamda Ellerin sımsıkı tutmuş parmaklarımı Vehimler yok Saçlarını salmış, anlatıyorsun “Şu durumda ben…” diyorsun Bense seni duyuyor ama Hiçbir şey anlamıyorum Aklım boş bir bardak gibi İçilmiş bitirilmiş “Çiçek” diyorsun “Renk” “Kır” “Kelebek” Doru bir at koşuyor önümde Hırçın bir kısrak o an Geniş bir düzlükte Mavi çiçekler arasında Önce hızlı sonra durağan Yönünü şaşırmış gibi dönüyor aniden Gökte kayan bir yıldız kadar çevik Bir dilek tut Sağrısı terlemiş parlıyor Sulanmış toprak gibi Bir şiir ısmarlıyorsun “Duvarlar, kandiller yok” diyerek “Karanlık ve ölüm” Eski kumaşlar yok Küflü kilitler yasak kelimelerim Cam içinde kum gibi akıyor saçların inceden Boynundan sırtına, omuzlarına Ellerin inci mercan Anlatmayı bilmedi hiçbir şey Seninle mesut ve yavaş geçen zamanı Sesin, bir şarkı gibi dinletiyor kendini Yokuşlu sokaklar yok, eza yok Rahvan yürüyor kısrak Güller dökülüyor yelesinden Bir çiçek atıyor kız sevdiğine Karlara saplanmıyor bir tren ilk kez Hayallerimde Hançer yok Kan yok Öyle süzülüyor ki ebede Önünde altın kapılar Kadim köprüler açılıyor Kapılmamak elde değil ruhuna Her şeyi çağırıyor kendine Suya düşen altı taş Altı iyi arkadaş Cinler yok uğursuz şeytanlar İyilikler fısıldayan melekler dokunuyor ikimize Dokunmak dokunulmak Elimin son isteği de |
Önce hızlı sonra durağan
Yönünü şaşırmış gibi dönüyor
aniden
Gökte kayan bir yıldız kadar çevik
Bir dilek tut
Sağrısı terlemiş parlıyor
Sulanmış toprak gibi
Anlamlı dizeleri yazan bu yüreği kutluyorum...Saygılar...