1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1139
Okunma
Ne desem kar etmez, ne etsem, boşa
Kelam’ın bittiği yermiş burası
Söz güzel olup da gitse de hoşa
Un’u ipe çoktan sermiş burası
Yürekte kurulu mizandır bu hal
Baharı tatmamış hazandır bu hal
Kalem tutup satır yazandır bu hal
Toz duman harmana yermiş burası
Üç öğün aş olmuş sitem dediğin
Nimet sanırsın ya, derttir yediğin
Sen yama yaptıkça, büyür gediğin
Ok’u tutan yayı germiş burası
Tepeden nazar et ahvale bir yol
Ahtapot misali uzanmış kol, kol
Yumurtadan geçtim!.. Ne kafes ne fol
Beş para etmeze vermiş burası
Yeri dardır gönlün, sığmaz kendine
Dalga dalga kükrer, vurur bendine
Başı düşer ama, asaletine,
Damla damla akan ter’miş burası
Bir yaman hülyadır “sevdaya duçar”
Her kim duçar olsa, menzile uçar
Ya; zirveyi tutar, ya; halden naçar
Niceyi sırt üstü sermiş burası
Tatmak mümkün aşkı, tarif “imkânsız”
Aklıselim değil, tutar zamansız
Bir keser ki yerden, hem de amansız
“Haydi, geçmiş olsun” dermiş burası
Pek ızdırap verir bu yol, yolcuya
Hiç mihneti yoktur yolun hancıya
Misafir olanın, “Bitmez sancıya,
Müptela olduğu” yermiş burası
Yürek müflis, harap, hüsran ve hayal
Boş yere konuşur “Beşer-i maval”
Azap aşka dair ve “bitmez zeval”
Bir derin sükûta ermiş burası
“Kadir ALBAYRAK”
5.0
100% (2)