Ben "Laf Olsun" Diye Sevmem
Ey!..YÜREĞİMİN HER KATMANINA PUSU KURAN GÜZEL KADIN!..
Ben laf olsun diye veya masal olup anlatılsın diye sevmem!.. Ben; sevdiğimi “serseri mayın” gibi iki dudak arasından dökülen afakî sözlere değil, “kurşun yarası gibi” yüreğime işlerim!.. Ve ben sevdiğime herkes gibi “lafımı” değil, gerektiği yerde sebebini dahi sormadan “canımı” veririm!.. Ben sevdiğime “sevdiğim” derim “sevgilim” demem Ben sevdim mi böyle severim lakin “sevgi” bu değilse, lafını dahi etmem!.. *** “Sola yan yatmış ucube ağızlara” yamanmış “yılışık” ve “cıvık” sevgi cümleleri midemi bulandırır sadece!.. Benim için sevgi denilen ulviyet; Entel dantel ve kırıtık ifadeler içinde akordu bozuk bir armoni değil, delikanlıca ve adam gibi ve “vererek mutlu olmaya çalışan” harbi bir yüreğin mesaisidir Sek sek oynayan palyaço kılıklı düzenbazlar; bende ki yüreği hayallerinde bile tasavvur edemezler Fakat biliriz, biliriz ki; “Ne kadar yürek varsa o kadar da aşkın anlamı vardır” denir ya, bu doğrudur. Lakin aşkların da hayatta anlamsızlaşan bir çok şey gibi “ayağa düşürülen” bir duygu haline getirilip “tercihlerle-seçimlerle” yozlaştırılmasına gönlüm razı değildir!.. Aşk bir riyaziye’midir ki, “çarp-böl-topla” işleminin ardından eksiltenlerle yekün bulunsun? Ben kalp atışlarına bakmam bir kadının, Onda ancak “sevdanın nabzı” atıyorsa aşktan ve sevdadan kelam ederim, hak ettiğince “söze konu” eder, şiirime satır, yüreğimde ki eren’e yatır, nazına hatır eylerim. Ben sevdim mi böyle severim *** Her güzel elbisenin içinde ki kadın “güzel kadın” değildir benim için, sevdiğim kadının üstünde ki her elbise güzeldir. Ona her şey yakışır tıpkı onun bu dünya’ya yakıştığı gibi. İçimi titrettiği gibi titrer sesim. Elim titrer uzanıp saçına dokunamam, bakışlarım titrer gözlerine bakarken, ne zaman “seni seviyorum” desem acun titrer, deprem olur sanki *** Laf olsun diye sevmemişsen; Nefes alışların bile anlamı farklıdır bilir misin, rüzgârın yanağını okşaması da, başına düşen yağmur damlası da farklıdır Laf olsun diye sevmemişsen; Sevmenin hakkını vereceksin, sarraf edasıyla değer hesabı yapmayacak ve değer verirken “değer mi-değmez mi” diyerek papatya falına bakmayacaksın Laf olsun diye sevmemişsen; Onun bir tebessümü için dünyayı, saçının bir teli için ati’yi, bir damla gözyaşı için âlemi yakacaksın. Alevler yürürken gökyüzüne sen de yürüyüp gidecek ardına bile bakmayacaksın!.. Ne olursa olsun “acaba’ların keşke’lerin” olmayacak!.. Ya adam gibi seveceksin “sevdim” demek için, ya da ağzını bile açmayacaksın!.. Sevmişsen “o” artık her şey olmalıdır senin hayatında, sabaha onunla varmalı güneş onunla doğmalıdır, akşamın kızıllığını da gecenin siyahını da “o” boyamalıdır, Gökyüzünde seçtiğin her yıldız “o” olmalıdır. O sende değilse bile sen “o” olmalısın sevmenin hakkını vereceksen!.. Onun sana benzemesini bekleme ve sen “o” ol “mutlu olmak” istiyorsan eğer!.. *** Öyle bir sev ki seveceksen; sevgiyi bilmeyen öğrensin, anıldığında sessizce dinlensin, tadamayan imrensin, Öyle bir sev ki; Keşkeler olmasın, boşluk kalmasın, asırlık sevgileri sığdır bir güne, o gitse de sevgi bitmesin, öyle bir sev ki; sevmeye ömrün yetmesin!.. Öyle bir sev ki; Sevilen bile tasavvur edemesin, anlam veremesin, sınırlarını bilemesin, öyle bir sev ki; sevdiğin bile sana yetişemesin!.. Öyle bir sev ki; Sevgini kıskansın kendi yüreğin!.. Bil ki böylesine sevemez kimse, sevebilirse eğer, senin sevgin de problem vardır!.. Öyle bir sev ki; o bir yıldız da olsa, senin sevgin dünya kadar olsun *** Ve hülasa; Ona “Seni Seviyorum” dediğinde “titriyorsa için” ve sanki tonlarca yük kalkıyorsa üstünden, derinlerde bir yerde bir “nedamet duygusu” yeşermiyor ve kendi kendine şüpheye düşmüyorsan gerçekten seviyorsun demektir.. Tadını çıkar artık sevmenin, kendinle gurur duy. Şarkıların dediği gibi sen değil, “sevmeyenler utansın!..” *** Sonra da işte bu yazımızın başında dediğim gibi de ki; Ben laf olsun diye veya masal olup anlatılsın diye sevmem!.. Ben; sevdiğimi “serseri mayın” gibi iki dudak arasından dökülen afakî sözlere değil, “kurşun yarası gibi” yüreğime işlerim!.. Ve ben sevdiğime herkes gibi “lafımı” değil, gerektiği yerde sebebini dahi sormadan “canımı” veririm!.. Ben sevdiğime “sevdiğim” derim “sevgilim” demem Ben sevdim mi böyle severim lakin “sevgi” bu değilse, lafını dahi etmem!.. *** Benim adım "Kadir" gülüm, ÖLECEĞİMİ BİLSEM YOLUMDAN DÖNMEM!.. ÖYLESİ SEVMİŞİM Kİ SENİ, SENDEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEYİ SEVEMEM!... “Kadir Albayrak” |