çerden çöpten vefaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın .
uzaklara çok uzaklara saygıyla, hasretle ve duayla.
-haydi kalk ta tütün kokan bıyıklarımızı yıkayalım
gücenmesin masalımızı dinleyen çocuklar- - manifesto - hep doğru yere asılan alelacele yazılmış ama çarpıcı bir pankart gibiydi bakışların, gözlerini dikince utanırdı ateşini soyunmuş kibrit çöpleri. varlığı inkar; simsiyahlıktır derdin, kırardın boynunu beyaza öykünen zencilerin. - vicdan - bütün suçluların içerlerinde; muhakkak sevimli ve bağışlayıcı / veya töhmet altında bırakılan bir tanrı vardı, yoksa bu şehir kahrından ölürdü. - kavga - yine bir gece / şehrin meydanında kendini linç etmiştin de yaralı dönmüştün. ucuz rüyalara dalıyordu insanlar yanacak sanıyordum her yer/ ağlıyordum. kanında süt dişini saklıyordun / gülüyordun. - umut - çay bardaklarında çerden çöpten misafirler uydururduk, şekerimiz yoktu tebessümünden başka, birkaç serçe kuşluğu gagaladığında / artık çoktuk. ’’aşk?’’ dedim birden ’’asamdır’’ dedin, utandım... topallığım geldi aklıma. - yenilgi - unuttuğum çok şeyi senden sonra hatırladım, mumların gözyaşlarına kitaplar devirdim, caddeleri bulvarları tepeledim, gene de büyüyemedim hep çocuk kaldım. bak işte mart yalandan bir bahar konmuş üstüme kanıyorum, belki oradan kızacaksın ama ben bu aksaklığıma hal çare bulamadım. - diriliş - -iki dize arasına sordum sorumu hımbıl bir şiirde görkemli kafiyedir dedi içimde ki ses. iki cümleyi birbirine bağlayamadığım an bildim ciğerime işleyen cezamı. tohum dediğin çiçeğe gebelenmesi için yatmalıymış toprağa; hey gidi çocukların aklını çelen yalan erken gelmiş bir baharda üzerimi açsana.- - Bismillah - seni düşünürken, kadife bir vadide koşturuyorum tayları, kulağıma seğirtiyor çığlıkların, şehre yöneltiyorum imbatları. birazdan gülleri zedeleyecek uzaktan uzağa bülbüller, bardağımda kapımı çalmayan misafir hüznü, yalın ayak bir hilal maviyi serecek sırtına tutunacak kelebekler/ anlayacaksın seni düşündüğümü. |
Neyse, ses sesi, söz gözü, köz yarayı imler bazen ve genellikle..