TUTSAKLIĞIM
benim gözlerim var, olaylara senden alışkanlıklarımla baktığım gözlerim .
adımlarım seni ararcasına gittiğimiz yerlere mıhlandı, günün gecenin saati yok bende, saat hep senin ekseninde döndüğüm anılarım kaçı gösterirse onu vuruyor içimde. oynak ele avuca sığmaz dakikalarını taşıyorum cüzdanımda şiirlerinin arasında taşlaşıyor , yerinden kıpırdamıyor kelimelerin, öykülerini öksüz bırakmamak için günde üç öğün suluyorum göz yaşlarımla biraz daha büyüyor içimde her virgülün her noktan, saygılar sunuyorum her okuyuşumda ünlemlerine hasret başlıyor şafakla ve hasret gün boyu; bir aydınlık, bir gölge geceye varıyor senden ayrı trenlerin son istasyonlarında inenler koşar adım yürüyor çok uzaklara gidemeden hayalin kapıyor içimi hayalin tuzaklar kurmuş ben bile bile de olsa yakalanıyorum şurda oturmuştuk, şurda bir sigara içmiştik, öpüşmüştük şurda bahaneleri ile, gülümseten tutsaklıklarında ancak mutlu gönlüm elalem alıştı sensizliğimde soluduğum kahırlara yedi kat eller ezberledi seni ne çok özlediğimi ve ne çok sevdiğimi. artık deli diyende kalmadı ardımdan herkes kabullendi, beni bu aşk ile bırakıp gitmenin şerefsizliğini. varsın acısınlar ben onlara daha çok acıyorum bilmiyorlar sevenlerin en derin tutsaklıklarda ancak gülümsediğini gülümseten tutsaklıklarında ancak mutlu olduğumu göremediler her nefes alışın gözyaşı olduğunu bilmiyorlar anla kimse sevmedi benim seni sevdiğim kadar.. |