*Doğum Günün Be Gülüm*
Kırlangıç mevsimi değil be gülüm,
Gitmeler hangi bahara? Nehirler denizinden ayrılmaz be gülüm, Akmaların hangi sulara? Ateşi dondurmak yok be gülüm, Yanmaların hangi harlara? Dönülecek yollar da var be gülüm, Gözlerimi döşüyorum yılan yollara, Geleceksin, döneceksin sılana bekliyorum.. Gönül pınarımın akışlarını gönderdim Son mektubumda; Doğum gününde ellerini de ıslatsın diye.. Topla bir kaçını, sende sür! İki ayrı kıyı arasında akan buğulu nehirlerine, Yaylarının oklarını kırpıştırma be gülüm; Sür bir kaç damlayı, acısı yaksın! Yaksın ki Sen de bil, ne zehirlerde akmışım; Bil! Ateşinle can parem, ciğerimi de yakmışım.. Bulutlara dön bir an! Sana haber gönderdim; Aç yüreğini! Güneşi tutsak ediyorum sana. Bulutların beyazıyla yarın yolladım! Sar bedenini pamukların enginine. Gözlerinde gezdir güneşi, Bu gününde sana hediyeni gönderiyorum, Baktıkça hatırla diye, Sana hayalimi gönderiyorum.. Aç sarılmaların sahibiydim! Doyamadan tenine, bedenine, Göç mevsiminin rüzgarı oldun; Takvimler hazanların yapraklarında Kaldı be gülüm.. Sevda bölünmüş umursuz saatlerinde, Bekleyişlerim katranlarında kaldı be gülüm.. Bu gün doğum günün! Şerefine bir damla daha indiriyorum, Yaşına dokunsun diye.. Bu gün doğum günün! Şerefine bir can daha veriyorum, Ömrüne ömür katsın diye.. Bu gün doğum günün! Şerefine şiir yazıyorum, Takvim yaprağında bir gün okursun diye.. Gittiğin yerde bekliyorum! Kırlangıçlar döndüğünde ben de oradayım; Gidişini seyrederken bıraktığın gibi.. Zorların hançerinde bekliyorum! Yaralı kumru bakışlarımla, Gözlerine en son baktığım gibi.. Sahiline iyi bak şehrinin; Çakıl taşında bir yüz beni resmeder belki, Belki çakıl taşında bir damla.. Eline al ve düşün! Ya sularına bırak şehrinin Ya da yüreğine bas! Bağrımda onlarca çakıl taşı biriktirdim; Bir doğum günü daha geldiğinde Resmini vermek için sana.. Suya atmaya gücüm yok Be gülüm.. Dilek Kadıoğlu |