Belki de… Kim Bilir…Bugün misafirlerim vardı: Çocukluğumdan beri yalnız bırakmayan Hüzün. Onunla pek anlaşamasa da beni çok seven Umut. Evimin bir odasını kiraladığım Sabır. Görür görmez yanaklarımdan öpen Üst kattaki komşum Gözyaşı. Arabasına bindirip, rüzgâr gibi uçuran Yan sokaktan Sevinç: O bir ara, kapıdan uğrayıp gitti… Her zaman birbirimizi çok sevdiğimiz Mutluluk. Güzelliğine, hayranlığımla bakmaya doyamadığım, Hep benzemek istediğim Gülümseyiş!... Bir de bazen gördüğümüz Korku var, onu pek almıyoruz aramıza… Kin Nefret, çift isimli, hüznün tanışıklığı varmış ama Ben tanımıyorum!... Sessizlik, duvarlarımız bitişik. Sesimi duymayınca dayanamaz hemen gelir… Önce sessizlik geldi. Sonra Hüzün, Sessizliğin kapı sesini duymuş. Sonra Gözyaşının içine doğmuş Çat kapı… Derken, Sabır! Bütün ağırlığı ve olgunluğuyla açtı kapısını!… Rahatsız olmuş, belli!... Gözyaşı üzerine çeki düzen verip: -Benim gideceğim birkaç yer daha var, dedi. Hüzün de onunla yol arkadaşı olabileceğini söyledi. Ben onları yolcu ederken Sessizliğin yanına giden Sabır sarılmayı ihmal etmemişti… Döndüğümde hala kucaklaşıyorlardı… Hızla kapının vurulduğunu duyduk! Umuttu… Hüzünle, Gözyaşını görmüş giderlerken Koşmuş gelmiş. Tam içeri buyur ettim ki Karşımda Gülümseyiş durmuyor mu! Canım benim!… Yine gülümsetti beni. Hayran hayran bakakalmışım güzelliğine… Sonra toparlanıp hemen içeri aldım. Birden telaşla arkasını döndü: -Mutluluk nerde? -O benden önce gelecekti? -Buradayım, dedi sesi. Meğer Gülümseyişe dalmış bakarken, aradan geçivermiş içeri… Bir ara telefon çaldı, Dostluktu… Kendini hatırlatmak için aramış, Hepimiz daima kalbimizde olduğunu söyledik Sessizlik de başıyla onayladı. Biz bize bir gündü Misafirliğimizle… Yoksa Gün mü misafirdi Sanki bize!… Belki de… Kim bilir… ezgi ç. 28.02.2010 |