Anaya Mektup
Anaya Mektup
Özledim; Annem seni, evimizi, sobamızı O yemyeşil bahçemizi Dertleştiğim ağaçları, kuşları İlkbaharda açan zambakları Kuyumuzu özledim,pınarlarını Oluğunda halı-kilim yıkamayı Odamı, arkadaşlarımı, kendimi bile Köyümdeki beni Ben okuyorum anne, adam olmak için Burada yalnızım, sensizim, kimsesizim Sigaraya bile başladım Bizim oraları gibi sandim Herkese güvenip, doğrularımı uyguladım Burası köyüm gibi değilmiş anne, bocaladım Şimdi çok değiştim ben Hayat yaşadıkça neleri öğretti Sen hep söylerdin annem, Keşke hiç büyümesen yavrum diye Kızardım sana hani, Bir an önce büyümek isterdim Yine haklı çıktın anam, Büyüdükçe sorunlarıyla büyüyormuş insan Sen beni böyle yetiştirmedin Sevmeyi öğrettin dünyayı, tüm yaratılanı Fedakar olmayı, sabrı ve maneviyatı Anlatmadın sen bana kini, öfkeyi, riyayı Ama tanıdım bu kirli dünyayı, Çıkar için kendini bile satanları Duygudan yoksun robotlaşan insanlığı, Hepsini, herşeyi gördüm artık Bu insanlıktan tiksiniyor, Kabullenemiyorum ruhsuz olmayı ... Özledim; Köyümün havasını, suyunu O güzelim toprak kokusunu Anneannemi, dedemi, tandır evini Pişirdiğin sıcacık bazlamaya Tereyağı sürüp yemeyi, Tatillerde dantel örmeyi, düğünlerimizi Köyümün o tertemiz, sıcacık insanlarını Elleri nasırlı ama yüreği yumuşacık.... Çocukluğumu arıyorum canım anam Eskiye öyle muhtacım ki, sizlere Ben buraları sevemedim, Buralarda beni işte. Ama merak etme sakın Ben diktiğin aynı fidanım Dallarım ne kadar çürüsede Senin su verdiğin o sağlam ağacım! ... Aralık-98 Nevşehir |