ŞEHR-İ MÂTEM
“Ve diri diri gömülen kız çocuklarına sorulduğunda
hangi suçtan öldürüldükleri...” Bir ses böler ebabilin uykusunu Ve ebabiller uyandığında; Ne fil kalır, ne ordusu... Bir kent alev almışsa Ve kızılsa çocukların etekleri Gün doğumunda sükût yürümüşse şehre Gece gökyüzünden yıldızlar dökülüyorsa yere Ve avuçların içinde sıkılı bir taş kadar olamamışsa insanlık; Ne dünya ayağa kalkar Ne de utanmadan yüzünü göklere uzatır artık... Gecedir çehresi çocuğun Gözleri ateşten yıldız Bu gün kaç kurşun düşmüşse payına, Kaç tankın önüne siper olmuşsa, Yorulmuş çocuk... Taşlar sığmaz olmuş avuçlarına... Vakitsiz öten yarasalar böler uykularını Ve her çocuk bilir; Bir sabah göklerde uyanacağını... Sonra yine oyunlar oynar çocuklar; En fazla taş toplama oyunu, En hızlı koşma mesela... Ve saklambaç, Taşları kalmadığında... Rengi kırmızıdır kentin Çiçekleri kızıl, gelinliği siyah Bugün kaç mazlumu basmışsa bağrına Kaç zalimin suratına vurmuşsa öfkesini Kan kusuyor toprak Demir yığınlar sızlatıyor sinesini... Taşlar kıyama durduğunda Bu kent bilir; Tek/bir taş demirden kalpleri eritecektir. Sonra yine güller açılır bağrında Ve toprağa gömülen tohumlar; Güneşle yeniden filizlenir semaya... Bir inşirah doğar sabaha... Tek/bir inşirah... Sözleri ateştir annenin Bakışları, ölümü öldüren dua Bugün kaç parçasını vermişse toprağa Kaç yerinden kanatılmışsa yüreği Merhametsiz adımlara Bir tokat gibi vuruyor gözlerini... Şehre yıldız yağdığında Anne anlar; Tek/bir dua gözyaşını silecektir. Sonra her parçası yeniden birleşir Ve yeniden uçar gökyüzünde , Beyaz kanatlı kuşlar... Bir yağmur başlar geceden Kırmızıya dair ne varsa, Kararmış vicdanlara akıp gider. Yüreği çaresizdir babanın Elleri zulmü boğan pençe... Bugün kaç canını bırakmışsa geride Kaç zindan görmüşse bedeni Tenine dar gelen ruhuyla, Firar ediyor ötelere... Çağdaş dünyaya güneş doğduğunda Baba bilir; Hayber yeniden fethedilecektir. Sonra taşlar güvercine dönüşür Vurur zulmün alnından. Ve kentin çiçekleri yeşerir Gelinliği ipekten beyaz... Özgürlüğün şarkısını söyler çocuklar Ellerinde gül yüzlü umutlar... Ölüme hüküm giymiş bedenlerden Bir vâveylâ kadar uzaktır. Ve uzanır; Bir çocuğun katledilmiş geleceğine, Bir annenin kan oturmuş gözlerine, Ve bir babanın çaresiz yüreğine Bin sızıyla dokunur. Sükûtuyla ağlayan şehir! Taşlarıyla vurulan çocuklar adına!.. Arun aleyhim! Arun aleyhim! Arun aleyhim! *Zeynepder "Filistin ve Gazze " konulu şiir yarışmasında 3. olmuştur. *Poyraz Edebiyat Dergisi 10. sayıda yer almıştır. |