Çok kavimler gördüm ve nice savaşlar
Gölgemde serinlendi,Sultanlar ve Kahramanlar
Pir Sultan yanımdaydı,o saz çalarken,
Güzel nağmeler çıkardı dalımdaki kuşlardan

Yunusu gördüm,sevgiyle baktığı gözlerini
Aşk yolunda çırpınırken çürüttüğü dizlerini
Hacı Bektaş şu içti, ırmağımdan kana kana
Ve yaslanırken asırlaşmış bağrıma

Nice akınlar yapıldı buralarda,Sümerler,Etiler,Akadlar
Atlarını bağlarlardı ,savaştan dönen Truvalılar
Yorgun kervanların konakladığı kervansaraylar
Onlara su verirdi yanımdaki billur pınarlar

Mecnunun Leylasına,Keremin Aslısına
Ferhatin Şirinine,Tahirin Zühresine
Türküler oldum,Hekimoğluna,Dadaloğluna
Sarı zeybeğe,İnce memede Kel efeye
Koçyiğidler yiğidi Köroğluna sığınak oldum

Mağrur ve mağdur yediden yetmişe herkes tanırdı
Beni selviler bile inanın kıskanırdı

Pamuk Prenses bile ,yedi cüceler ile
Gezerken bu diyarda, bülbül kardeşti güle
Bu yerler şimdi çorak, etrafı börtü böcek
Bu gidişle yeşil renk, tarihe gömülecek

Bırakıldım bozkırda ,tek başıma ve yalnız
Rüzgarın sesi ıslık olur dallarımda amansız
Kara yılanlar bile ,gelip ziyaret eder
Asıl beklediklerim birer birer terk eder
,
Çeşmelerim kurudu, akmıyor ırmaklarım
Aksa bile birkaçı, öluyor balıklarım
Turnalarım göllerde ,hiç görünmez oldular
Hele leylek babalar ,onlarda darıldılar

Betona özendiler, bense hep unutuldum
Vefasızlık sonunda ,yavaş yavaş kurudum
Adım destanlardaydı ,sevgi ve saygı idim
Sancaklarda bir sembol, Abideydim ,övgüydüm

Sağım solum çöl oldu, halende çöl olmakta
Kol kanat gerdiklerim ,buna seyir kalmakta
Dallarımda bülbül yok, Baykuşlar yuva yaptı
Binlerce yıllık tarih ,zamandan mikrop kaptı

Nefes alamıyorum, ciğerlerim tıkalı
Radyoaktif ,Çernobil çığırından çıkalı
Güneşi kızdırdılar, dokundukça yakıyor
Uzun yaz günlerinde ,kızıl kızıl bakıyor

Kışın karları bile, kükürtlu gibimi.. ne
İntikam alır gibi, dökülüyor zemine
İnsan edep yerini, elbiseyle saklıyor
Topraklarım kaydıkça, edebimi yokluyor

Kararı verdim bu gün, son defa bakacağım
Yıldırımlara çarpıp, kendimi yakacağım

karapece