KUMPANYAKeser şeyda bülbülü, görünür kaç hal ile, Sonra kaçar kendinden, söyleşir balbal ile... Zemmeyler de ziyayı, yar eder karanlığı, Sonu gelir dünyanın, bitmez gönül darlığı... Ekmez İrem Bağı’nı, gider şekere Şam’a, Savurur bir sam yeli, fitneyi yapar mama... Açar elini göğe, himmet edecek Allah, Allah yarattığına, derken, haşa illallah! Önce suları keser, sonra çıkar duaya, Zindan eder dünyayı, gözünü diker aya ! Falcıya koşar ansız, kellim kellim ya lellim, Basarken kahkahayı, ardından aklıselim... Satarken üç kuruşa, şerefini, şanını, Kendi mecalsiz düşüp, bekler Nuh Tufanı’nı... Bunca varlık içinde, yediğin insan eti, Tufanlar yetmedi mi de, beklersin kıyameti? Aklı, akledemeyen, şaşarım ben bu akla; Hak aramaya çıkar, hangi yüzle, ne hakla ? Acır da halimize, öter kınalı keklik, Dünyadan öğrendiği, yalnızca bir döneklik ! Pazarlıksız alırken, karanlığı parayla, Dalga geçer güneşle, oynaşır her gün ayla ! Var gücüyle asılıp, çeker kendi ipini, Kıracak gönül kalmaz, kırar sirke küpünü ! Asar sonra boynuna, ziller yapıp zulümden, Önce yangın çıkarıp, koparmak ister gülden... Ateşe verdik; seyret, yanıyor bak dünyamız, Geç kalma, sen de katıl, başlıyor kumpanyamız!.... Hayrettin YAZICI |