Önce muhabbetimiz bir sevgili gibi başladı. Zamanla aynı mesabede devam ederken, hizmetlilerinin Bekir Yıldız tarafından bir parka yerleştirilen ismimizi sehven kaldırmasıyla; "teneke hırsızımızı bul!" dediğimiz için aramız açıldı. Halâ o isim o parka konulmuş değil ve çok da önemli saymıyoruz.
Ama bir kibirin kendinden taviz verdirmez hâline mağlûb bir adamın, sonunda bizi değil, kendini kaybetmesi mukadder değil mi?
Şimdi Altın, bir tavuk çiftliğinde ticari işleriyle uğraşıyor ve siyasi çevresinden ekseriyetle uzaklaşmış durumda. Biz ise halâ bölgemizde yazarlık ve şairlik sıfatımızla aranan ve muhabbete davet edilen adamlığımızı korumaktayız.
Eba Müslüm Horasani’nin ifadeleri itibariyle, zirveden aşağıyı farklı görenlerin hâli neye benziyor; Gündüz ışığında karanlığı yaşayan kör göz misalindedir bu hâl üzre olanlar..
Netice; Daima iyi günün önünde bir kötü günün olabileceğini hesablamalıyız. Değil mi?
Zira dost; mevki, makam, para, pul ve de en nadide çulun önündedir.

-Sn Hasan Altın’a

Dost; damar sana bana
Sezemedik Hasan’ım
Muhabbeti yan yana
Dizemedik Hasan’ım

Unuttuk dost ismini
Ta.. çocukluk kısmını
Sadıkların resmini
Çizemedik Hasan’ım

Beraber çıkıp yola
Bakmayıp sağa sola
GEZER’ken hep kol kola
Gezemedik Hasan’ım

Salim iken kafamız
Ağır bastı taframız
Sürüp gitti kavgamız
Bozamadık Hasan’ım

Kibri baştan aşağı
Tımar etti kaşağı
Beş Yıldız’lı başağı
Çözemedik Hasan’ım

Tanımazsak Osman’ı
Haç dilimler bostanı
Bu benlikten destanı
Yazamadık Hasan’ım

"Türk Erkeği" der ama
Erkek lâfı bir yama
İsveçli Şoo.. Madam’a
Kızamadık Hasan’ım

Ankara’nın taşını
Vurup yarsak kaşını
Başfitnenin başını
Ezemedik Hasan’ım

Ben eskiyim sen yeni
Bir deniz yuttu beni
Bir dalga tuttu seni
Yüzemedik Hasan’ım..