DİNLESen beni bu sefil hayatın ortasında, Tam orta yerinde… Öyle bir başıma koymadın ki, Bırakmadın ki beni, öyle çulsuz ve umarsız… Bana acı bir oyun da oynamadın. Kader gibi, Bırakmadın kurtlar sofrasında, Yaralarıma tuz basarak, Şu yüreğime… Seni seven çılgın yüreğime, Bir değil bin hançer sokup, Üzerine de bir gece apansız, O vicdan fukarası ruhunu, Yine elvedasız, yine habersiz giyinip, Hiç, hiç gitmedin ki… Gitmedin, incitmedin de beni yar… İncitmedin ufkumdaki o en tabiî sılayı, Belki insafsızca, imkânsız bir rüyaya dönüştürdün. Ardınsa sıra, ardın sıra beş paralık, Kokuşmuş en iğrenç ağızları konuşturdun. İnsanlıktan nasipsiz, Sevgiden, izandan bîhaber kulları, Sen, sen halimize güldürdün… Sen beni değil. Bendeki seni, İçimdeki insanlığı, Sevdaya dair saygıyı… Tüm inançlarımı, Umudumu, gururumu… Bendeki en asil duyguyu, Leyla’yı, Mecnun’u, Bendeki Ferhat’ı ve Şirin’i değil. Sen, kendini, Sen bendeki, kendini öldürdün yar. Kendini öldürdün… Celal Şahbaz (yorgunkalem) |