ÇIĞLIĞA KARIŞAN ÖMRÜM
Kulaklarım kendi çığlığımda yitirdi işitme yetisini,
Çığlık çığlığa yaşanan bir ömrün sessiz sedasız neferi; Bedenim… Bedenim, yerçekiminin esaretinde müebbet; Ruhum… Ruhum, gözün gözü görmediği bir fırtınada kaybetmiş yolunu. Elim kolum kırık, Yolum uzun, Ayaklarım çıplak. Ölümle koyun koyuna yatıyor, Yalnızlıkla söyleşiyorum. Geçmişin gölgesinde pansuman yapıyorum, Yüreğimin yanıklarına, yangınlarına, yaralarına. Yaşamak için savaşıyorum, Bir damla soluk almak, bir damla soluk vermek için, Boğulmamak için. Acılarla kuşatılmış kısacık ömrüm; Mahsuscuktan dostluklar, Ömür tüketen sancılarla. Gözlerimde çocukluğum, Zihnimde hoşluğun, Ellerimde hayal kırıklıkları Ve yüreğimde zehir zıkkım karanlık. Güneşi beklerken ölüvermişim gibi, Suyu beklerken kuruyuvermişim. Güz mevsimi olmasa da yüreğimde, Gazellerin üzerine basıyor sevdamın çıplak ayakları. Gelsen de artık, Gelsem de artık, Bir faydası yok tükenmiş yıllara. Sen iyisi mi başka iklimin güneşinde aydınlat gönlünü. İyisi mi, benimle ölme çocuk… |
Mahsuscuktan dostluklar,
Ömür tüketen sancılarla.
Gözlerimde çocukluğum,
Zihnimde hoşluğun,
Ellerimde hayal kırıklıkları
Ve yüreğimde zehir zıkkım karanlık.
Güneşi beklerken ölüvermişim gibi,
Suyu beklerken kuruyuvermişim.
..
kutluyorum
namık cem