Gitme demek yetmez…
Keder-i sıfatı giydirdiğinden beri zatı halıma
Şems-in pervazına dudak payınca oflaz figürler yolluyorum Yeni kentler ve saraylar inşa ediyorum adına Bir gün geri gelme umudunu cebime koyarak Dönmeyişini bile bile bekliyorum gölgemde Lale-izar ve gülistan bahçelerimde nagihan çiçekleri Uykusunda intihar eden mevsimsiz kelebeklerin koynunda uyuyorlar Onlarda seni bekliyorlar… Onlarda yaşamaya ölüm adını verdiler yokluğun boyunca Ah soluksuz ferim Oysa sözümüz vardı birbirine geçen özümüze Nesrin heyecanlarımızı saklayacaktık beyaz bir ölüme Yedi cihan katında uzanıp asuman boyunca Kimsece bilinmeyen o uçsuz coğrafyayı keşfedecektik Sonra kurumuş dudağın ıslanma arzusuna sürecektik nefeslerimizi Sen kudretli bir kralın heybetini gözlerinle vururken Bir gerdanlık boyu hançer gibi inecektim göğsüne Olmadı… Havva’nın Adem’i cennetten kovdurması gibi sürdün beni eleme Ve bağışlanmakta yoktu üstelik Bu yüzden kalabalık şehirler kadar yabancıyım şimdi kendime Ölü bir deniz gibi kıyımda duruyor gözlerin Ve öldüren bir hissiyat ile değiyorsun içime Gitme demeyi isterdim Lakin istikameti kübra-ya yolculuk Gitme demek yetmez… |