Her ölüm bir diriliştir özünde…
Ta-ala sabrına nişan-ı garkım
Düşünsenize… Kalabalıklar arasına kefenlenmiş hayallerimiz Ayaklarımızın bastığı ağırlıkça topraklıyoruz kendimizi Yaptıklarımızın, düşündüğümüzden daha ağır vebal getirdiğini bilerek Hayâsızlığımızı unutkanlığımıza gömüyoruz Dönüş yok… Her insan hata yapar öyle değil mi? Ayıbımıza kocaman yamalar yapıştırarak Kapattığımızı sanıyoruz… Ardımıza bakmadan yol alıp Nitekim pis bir gurura fondip atarak Ardımızda bıraktıklarımıza cüretkar Hilekâr üslubumuzu ayak tozumuza süreriz Ve… Geride kalan izleri silmek başkasına kalıyor Oysa biliyorum Atılan her adımda başkası kadar başkalaşıyoruz özümüze Doğrusu içimdekileri yazmaya irkiliyorum Bu size göre korkaklık olabilir ama… Benimde kendime saygı duyduğum bir kaç nokta var Ki aksi başkasına saygısızlık kendime yakıştırdığım olur… Toprak verimsiz, duygular hormonlu Ve iştah kabartıcı boş hevesler ucuna Sıkıca tutunup düşüyoruz ömür aralığına Bildiğimizi sandığımız, bilemediklerimizde gizli oysa Ömürden pay her şeyi hak sayan bir gafletmiş Oysa gördüm ki; Savruk bakışların aralık esnasıdır özünde ömür Yaşam denen yolculuğun başladığı yeredir her geri dönüş Aya çıkmak da, zirveye çıkışın dönüşü de ayağın bastığı yeredir aslında Nasıl ki her kanın rengi kırmızı, her gözyaşı ıslaklıksa Sona giden tüm yolculukların ortak adıdır ölüm Ve ölümden korku nedendir bilmem ama Her ölüm bir diriliştir özünde… |