Yağmur Dövüyor Penceremi
Yağmur dövüyor penceremi
gözyaşlarım ise yanaklarımı tutamıyorum kendimi sana , giderken el salladığım o penceredeyim. Son görüştüğümüzmüş bu pencere sen gittin, dönmedin. Bu pencereye; ne bir kırlangıç yuva yaptı, ne de karşıdaki badem pembe çiçeklerini açtı. Şimdi içim çok acıyor yokluğun bir kara bulut, benim çaresizliğim ise kar fırtınası; ne sana ulaşabiliyorum ne de sen dönebiliyorsun bu kadar çaresiz mi kalacaktık? Yağmur dövüyor penceremi bir ürperti var yüreğimde sen derdin ya! İlk yağmurlarla,ilk yaprak dökümüyle ilk kırlangıçlarla döneceğim sana. Hani neredesin? İlk yağmurlar pencereme yağıyor, ilk yapraklar dökülüyor ağaçlardan, ilk kırlangıçlar geldi ve yuva yaptılar hani sen yoksun. Yağmur dövüyor penceremi, gözyaşlarım ise yanaklarımı ayaz donduruyor yüreğimi anladım artık iyice sen unutmuşsun beni çıkarmışsın yüreğinden, son söylenen şarkılar gibi veda edipte gitmişsin ben anlayamamışım seni. |