6
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1459
Okunma

Bırak yumayım gözlerimi
gecenin süt kokan göğsünde
sen bir başına kur kabuslarını
hayat anlattığın kadar kirli
sandığın kadar acı gelmiyor
acıya alışık dillerime
Yağmur yağıyor elbette
ıslanıyorken sırsıklam
seviniyorum inan
öpüyor bulutlar sanki
yaşlı bakışlarımdan
ve evet,
kar düşüyor başıma lapa lapa
bir masal kuruyorum imkansız
ve sırsız bir hayal oluyorum
hakikat denilen hayatta
Sandığın kadar acıtmıyor
tenimin güneş yanığı
sırtımda hala annemin sürdüğü
yoğurttan güneş yağı
Ağlamakta güzel gülmekte
nar çiçeği, gül göbeği
tatlı kurabiye,
susamlı simit
eşek sırtında dağ bayır
arısı, kurdu, kuşu, taş, toprak
şu akan dere
bu sararmış çayır
uzağımda kalan oğul
başını bekleyen eş
güleç bir geçmiş
hayali bile mest eden gelecek
biliyorum...
doğacak torunlarım bir bayram
elimden öpecek
gülümseyecek güneş
ihtiyar halimde bile avuçlarıma…