Hİcaz Hüzzam Ve Nihavent
Hüzzam makamında gönlümün iç çekişleri,
Ve bir hüzünden diğerine yürümekten yorgun yüreğim, Varlığının nihavent hoşluğuna muhtacım, Gözlerinin buğusunda yeniden doğmaya. Elim kolum bağlı, konuşmaya yok dermanım, İlk çocukluğumun hoş hayalleri peşimde, Ha bugün ha yarın bir umut buram buram, Nereye dönsem yokluğunun korkunç hayaleti. Şarkıları unutulmuş bir bestakar gibiyim, Makamlar arasında dolaşmaktayım. Nerden baksan hicaz, nerden baksan hüzzama uğrarım. Unutulmak zamanın dışında kalmaktır bilirim, Ne dünü ne bugünü ne yarını olmaması insanın, Haymatlos günlere uyanması, Karanlık bir güneşe bakması, Aynı ateşle tekrar tekrar yanması, Ne demektir bilirim. Hüznün boş kaldırımlarını adımlıyor yüreğim, Hayalimde gül kokulu saçların, Buz kesmiş ellerim ceplerimde, Aylardan aralık, mevsimlerden kış, Bitmeyecek olan bu mevsim birdenbire bastırmış. Hüzzam bir şarkıda sıkışıp kalmışım, Nota bilmez yüreğim, sevdanın ezgilerinde. Bir tek nihavent şarkı var dilimde; ‘’Bugün yine gönlümün bahçelerinde gezindin’’ ‘’ Vucud iklimimin sultanisin sen’’ |
Saygıyla.