İNSAN Kİ KAN ÇANAĞI
Düşünce; kıldan ince gerçek; kılıçtan keskin
Akmıyor, donmuş akmaz, insan denen muslukta Yüze aldanma riya, derinden derine in İnsan cezayı çeker tükürdüğü kusmukta İhya, lûtuf, kerem, hak, hukuk; haklıya perhiz Ona serinlik gölge, sana mahşeri dehliz Hesap yok diye yatın, yatın bugün de, eh siz Hesap mutlak mizanlı, imdatsız çukurlukta Adalet Hakk kurşunu, naletse namlu nalet Doğrusun izbe kafes, eğrisin Dünya; alet Nankörün unuttuğu: “Ya Rab medet! Ya medet!” O eğriye dalkavuk, utanç veren kılıkta Kim midir o, kim olsun, birimizin birisi Halâ öldü sanılan hayâsızlık dirisi Ben cüretsizde nefes almakta bir yarısı Bir yarısı etini pazarlayan şıllıkta Hani! Ezan ilâhi davetti ya, duyulmaz Hazır safta hani bir yer vardı ya, uyulmaz Kalemler Hakk’ı yazar, kalemsizler ayılmaz Uyku kalbte, istihza ağzındaki ıslıkta Yarab! nefisler ölü, nefse hâkimler ölü Bir insan kan çanağı, iki insan kan gölü Üç insan kum tanesi, dört insan bir kan çölü Beş insana hayat yok, hayat yok bu pislikte |