İstanbulum
Biri var bir rüya gören ta ötelerde
Yedi tepeli semtin serhatlerinde Kalbi ağrıyor kalkanların. susukun mızraklar Ve bir mevsim ulubatlı hasanda mana bulan oklar Kara basan gecelerimde yüreğimi yoklar Raksına daldığım zevklerimin en ince aralığında ensemde yakalar Biri gelmiş biri gitmiş istilanın Büyüsü bozulmuş ritmine ağu karışan rüyanın İstanbul öksüz,duası garip zamanın Eteklerinde çağlayanlar kurumaz insanın Kimyası bozuldu toprağı altın mekanın Sancağı yoksul burçlarda hasanın Uyan ey mihrabına yüz süren değil zamanı ağlamanın Kaç göz nazar eyledi nazını o büyük mefküre yaşadı fethin hazzını Vah ki ne vah sana fosil yığını Sen sur dibinde tarih oldun daha terk etmeden kılıcım kınını Kim tutsun kim söyle bahtsız yasını Gel gel, mevlana yürekli sanada açar döşünü Bir dil var her dem seni öven ölüm kucağında bile tebessüm eden Olmazları talihsiz deyimlere gömen Tüm vucut olup aleme serpilen Bir dil var her dem seni öven senin olsun türkülerin şarkıların en senfonik tınısı Bana yeter gölgende gezinen böceklerin vızıltısı Hazan vurmuş yaprakların hışırtısı Manası enginlere uzanan şimşeklleri göklerin uğultusu Senin olsun türkülerin şarkıların en senfonik tınısı Bana yeter gölgende gezinen böceklerin vızıltısı |
tebrik ederim
yalnızca_