Eski Bir Portre
Bir fotoğraf karesinden sarkmış
Eskimiş yüzü aşkın Yüzleşiyor güneşin çıplaklığıyla Ortada dürüst bir yalnızlık korkusu Sinmiş maskelerin sorumsuzluğuna Yıldızlar hala parlak Gece eskisi kadar sencil... Bir aşk romanından hayatın orta yerine düşmüş gibi Yalancı, bir o kadar aldanılası gülüşler Tanıdıklığına ezilmiş bir serüvenin Son yolcuları Bu tren kadar eski bir macerada Biletsiz aşkların, davetsiz konukları... Herkes korkmuş, köşesine sinmiş Sessizlik bangır bangır hükmediyor koridorlara Utancın, pişmanlığın o ağır kokuları karışmış birbirine Kırmızıdan koyu bir kıvamda vuruyor yüzüne yaşantıların Yolculuk ne zaman başladı bilinmez ya Bitmememeye yeminli gibi sürgünler. Köşede sahipsiz, yolunu kaybetmiş bir çığlık Kopmuş geliyor sebebi zindan bir sevdadan Herşey yüzün kadar masalsı Gidişin kadar unutulası... Bir yalnız adam portresinden sızmış İki damla göz yaşı Gerisi bilindik, gerisi tanıdık Dünde unutamadıklarımı Bu günde yaşatma çabası... Hepsi hepsi resmedilmemiş bir gülüşün ardında Saklanmış bir tutam acı Tebessümler kadar yasak Avutulamayacak kadar acınası... Kelkit -2009 |