Azâb...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıl 1987 Burs’dayız, rahmetli babam (Alamanyalı Muzaffer efendi) veailemle beraber İnegöl’de annemlerin köyüne gittik. Üç günlük bir ziyaret, köy çocukları kıyafetlerimizden ve halimizden pek hazzetmemiş dışlamışlardı. Erkeklerin neredeyse tamamı (hatta bazıları akraba) bana ve kardeşime düşman gibiler.
Ama kızlarda durum tam tersi. Çeşme başında bizi gören kız daha güleç, daha endâmlı, bir geçerken daha gür söylüyorlar şarkılarını... İçlerinde bir kızcağız var, (ismi ben de kalsın) yemyeşil gözleriyle daha görür görmez birbirimizin dikkatini çektik. O üç gün kızı görmek sevdasına yemediğim halt kalmadı. Önce tüm köy delikanlıları gibi ayna, tarak, çakı ve el feneri aldın. Hepside delikanlılığın temel şartı sayılıyor o zaman. Ayna kızın odasına gündüz vakti güneş ışığı yansıtıp dikkatini çekmek için. O zamanlar geçin cep telefonunu doğru düzgün ev telefonu bile yok insanlarda... El feneride aynı işlemi gece yapabilmek için. Çakı malûm, itten uğursuzdan savunmak için kendini ya, eee taraksızda çıkmak, taranmamış saçla dolaşmak pek bir ayıp. Üç gün içerisinde günde üçer kezden belki dokuz kere görebildim yeşil gözlü köy güzelini, her defasında arttı heyecanım, nasıl pır pır kalbim. Son gün gece, arabanın arka koltuğundan bakarken, kızı kova ile su dökerken gördüm. Sadece gözlerimiz değmişti birbirine oysa, ne elimiz, ne nefesimiz ne de bedenimiz tanımamıştı birbirini. İşte o heyecanla ve yol boyu gizli gizli ağlayarak yazmışım bu dizeleri... Hoş hatıradır. Yirmi yıl sonra gördüm o hanımı, evlenmiş, kocaman çocukları olmuş, yaşlanmış benim gibi, ama gözleri hiç nasip almamış yıllardan, hala güzeldi, hala pırıl pırıldı...
Azâbı dünyada çekilen bir günahmış seni sevmek!
Birde bana sor sensiz yaşamak ne demek? Sokaklar bomboş, her yer bir başka ıssız, Yapraklar sararmış, kuşlar bile sessiz... Şimdi her şey anlamsız sevdiğim inan ki sensiz. Sensizliğe alışırım sandım, meğer aldandım, Herşey seninle tatlıymış, bunu şimdi anladım... 1987 - Bursa * 15 yaşın heyecanı, toyluğu ve dumanlı kafasıyla karaladığım ilk denemelerimden. |