Çeliktendi Sabrım
Denizi dalgalandırdım,
-ipekli saçlarında, Kol kanat gerdim; - mavinin ilham perisine, Güz dergahına oturdum, Hiçbir içki tesir etmedi ruhuma, Aşk şarabı hariç. Birde meze kırıntılarını kattım, -maraz yorganına. Akşam kızıllığıyla, -yolladım düşlerimi, Kelimelere laf çattım -kurnazca, Çok şey sandım kendimi, Kardeleni tanımadan evvel, Ve … Çakıl taşlarının, -dalgalarla kavgasını. Sarp kayalara oturttum, - gemiyi, Demir attım sarı tutyalara, Anelesi koptu zincirimin, Koskoca denizin, -kurudu suyu, Siyahı kovdum seherde Daha demin. Kalemi kullandığımı sanırken, Kalemce, kullanıldığımı -anladım -en dramatiğinden. Griye yazdım duygularımı, Köstebek çıktı, kalem müsvetesi. Düşündüğüm gibi yazmadı, Zamansız çizdi doğumu mu, Ve Vakitsiz ölümümü de. Haletimde kirli karlar, -yaz ortası, çöl sıcağı, Güneşi esir aldı karanlık, Karanlık var, yolumun har safhasında, Çıkmak istiyorum zulmatlı / kuyulardan, Hayra yoruyorum, -gördüğüm her rüyayı, Umut; gölgeli ufuklarda. Bulanık düşüncelerle cenkteyim, Taarruz üstüne taarruz; Al kanlara bezenmiş korkular, Kırıldı savunma hattım, Her planımda, -kasavet, Hangi cepheye koşsam, Fersizleşir gözler, tutulur silahlar Uzuvlarım çırpındıkça, Kalbim boşa çarpar. Çeliktendi sabrım, Onca borana, zemheri soğuğuna, Ve ötesinde, Yığınca yalana, dolana, Dayandım, Bitkisel hayatımda bile, Ölüme baş kaldırdım, Yılmadım / yıkılmadım. |