ŞükürKör topal geçindik, şimdinin öncesinde, Çok kanaatkârdı gönlümüz ve de gözümüz, Günler geçiyordu zorluklarla, her seferinde, Yoksulduk, fakirdik ama haktı sözümüz. Tamah etmedik zenginin, kuşkulu varlığına, Sitemsizdik verilen sınavın, tüm ağırlığına, Onurumuzla yaşadık, dilenmedik namerde, Hinleşmedik, tükürmedik lütfedenin tabağına. Mevsimsiz yağan, kıymetsiz kara da şükrettik, Perişan, sefil görünen paymal yaşantımızada, Şükre layık olanı, menfaatsiz methettik, Bombalar kardelene döndü, yanı başımızda. Beyliği, efendiliği sattık, satılıklara, Halik’ı zikretmekte, özendik balıklara, Kurşun sıkana gül, acı verene bal sunduk, Adaletli hükmümüzden, inmedik ayaklara. Gafletten zelil olmuş, nice behimiye şahidim, Onları gördükçe, insanlığın kıymetin bildim, Korkmadım, kaygılanmadım yarınlarımdan, Darlığıma, acılarıma, asla kahretmedim. Abartılı ihanetler gördüm, hayal kırıklıkları, Sayısızca uykusuz geçirdim, gece yarılarını, Çok insanlar tanıdım, ağzı ayrı, kalbi ayrı, Kul plan yaparken, Allah’ın başkaydı planı . Gözümüze dev göründü, firavun fareleri, Balondan şişmeymiş, ürküten neferleri, Bana kötülük ettiğini sanan gevendeler, Bugün hesap telaşında, iki geri, bir ileri. Şunu bilirim, şunu söylerim her zaman, Mülkle, evlatla, servetle olunmaz han ile hakan, Varlıkla mağrurlanma, böbürlenme heyhat, Bil ki, Nemrut’un, Firavun’un sonu hüsran. |