Dün ve Bugün
Dünü gördüm daha dün, bugüne selam, saygı söyledi,
Dünü andık bugünle, düne düzenbaz, dönek dedi. Bugün kendini beğenmiş ukala, görmeden kirli özünü. Utanmadan karaladı, tanımadığı, destansı güzel dünü, Sevimli bir amca vardı, yaşlıydı, Hasan derlerdi adına, Pek mutaassıptı, asla katılmazdı, gençlerin yaptıklarına, Güneş gözlüğü, kolsuz gömlek, fötr şapkaya iblis işi derdi, Şekli, şemaili ve de libası karıştırmıştı, inanç dünyasına. Derken Hasan emide, dün öldü, giyen giydi, takanı taktı, Dünün erdemleri, bugünün bilgelerine umutsuzca baktı, Ne yaşlılar anladı gençleri, ne gençler bildi kendini. Her yeni nesil bilge bilinir, son nesil kimliksiz çıktı, Öz yurdumda esir duygularım, öz yurdumda firari yaşam, Kötülüğe sonsuz aydınlık, adalette her mevsim akşam, Dedem vaktinde gençlik münafıktı, bugünse dedem gerici, Gizli mahzenlerde sücuttayım, dışarıda gaflet, onursuz kinci. Hiç anlamadık Yunus’ u, duymadık Mevlana’nın çağrısını, Hep batılladır amellerimiz, hep beşere saydık gönül ağrısını, Dilimizle, kalbimiz itilaflı, çapraşık duygular girdabında köle, Ne fikrimiz fikir, ne zikrimiz zikir, çaldık cahiliye maynasını. |