Hakikati Eşsiz
Sekter hasletindedir arsız kul, yaşantısı ziyan,
Aka uğramaz duygular, hep karalarda dolanır, Binlerce varlık tanıdım, ilginçtir, en nankörü insan, Ne sıfatına layıktır, ne hakkı bilir, ne kendinden utanır. Her şeyi ben bilirim, bildiğim her şey en doğrusudur, Âlem benden müteşekkil, diyordu bazı gafiller, Ben dilersem, ben istersem, dağlar ovada yol olur, Diyenlerin hepsi toprak şimdi, hepsi toprakta küller. Ya rabbi, haluk-ul eşref dediğin mahlûkun, Seni darlıkta, sekerata anar oldu, paraya tapıyor İbadet, zikir, hayır ve hasenat yarışında durgun, Alimsin, sen şahitsin, sen semisin yüreğim yanıyor. Dergahına varmak emelindeyim, mahrecinde köle, Enjekte ettim aşkını kalbime, mukabiline muhtacım, Ve seni anacak bir kalbe, zikredecek ebedi bir dille, İmansız ölmektir tek korkum ve tarifsiz sancım. Uyan mümin, ömür nefis arzumuza yeter mi sandın? Ahreti unutup, beşere dalmayı kurtuluş mu sandın? Gel, yeşersin ruhundaki güzellik, fikrine huzur gelsin Savaşlar, kavgalar, akan kanlar dursun ve bitsin. Karanlık gecenin, kıvırcık saçlarına saldım, niyazlarımı, Seher kervanında, ulu dergâha yol alsın, ulaşsın diye, Ey lanetli iblis, ben dünyada fani, ahrette ebediyim bil, Beşeriyette aldanmam, kendini kandırıyorsun, beni değil. Kirizmaladı kızıllık duygularımı, bir akşamüzeri, Gün biterken yerinde, gözlerimin feri sönerdi, çaresiz, Onca insan yaratılmış, bulunamaz kimsenin benzeri, “Her varlık mutlaka ölümü tadar” işte bu, hakikati eşsiz |