Bir Sevdâ Hikâyesi Yazdığım Bu Satırlar
Bir Sevdâ Hikâyesi Yazdığım Bu Satırlar
Ruhumun sarnıcına kızıl leke düşünce, Vefasız sevgilinin hasretiyle kavruldum. Gözümün bebeğine çakallar üşüşünce, Sevdânın ayazında uzaklara savruldum. Uçurumdan düşerken tutmadın ki elimden, Allah affetsin şimdi senin gibi kulunu. Ağzımda buruk bir tat kan sızıyor dilimden, Bu sonbahar gününde kaybettim aşk yolunu. Bir zerreyim dünyada beni kimler hatırlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. Hüzünlerin yağmuru kopardı seni benden, Aşkın terazisinde inan yüküm ağırdı. Gitmenin vakti geldi tinim usandı tenden, Sana seslendim durdum yüreğin mi sağırdı? Kerem ne bilir aşkı ben gibi yanmadı ki, Kanadı her bir yanım buna can mı dayanır? Yalan sözlere kimse ben gibi kanmadı ki, Göğün lacivert rengi siyaha mı boyanır? Omzumdaki bu yükü taşıyamaz katırlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. Issız, suskun parklarda anılar pusmuş durur Öksüz kalan sevdâlar sahibini ararken. Yaralı bir aslanım avcı durmadan vurur, Kurumuş savanlarda hasret beni yorarken. Boynunu büken ağaç hüzünle bana baktı, Fısıltıyla dedi ki; sende ben gibi garip. İsyan eden benliğim şimşek olup da çaktı, İntihar güncesi mi boynuma takılan ip? Yaradanın yolunda yoldaş oldu yatırlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. Kara kaplı defterde saklı kaldı geçmişim, Tanıyamazsın beni tarih yazmaz adımı. Sevdâ meyhanesinde aşk zehrini içmişim, Yorgun kalbimle attım sona doğru adımı. Gönül saltanatımın yıkıldı payitahtı, Sonbahar gazelleri yerlerde savrulurken, Gözlerimden boşalan hicranım sana aktı. Alev içinde yanan bedenim kavrulurken. Aşkı bitpazarında üç kuruşa satarlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. Avaz avaz bağırdım inlettim gökkubbeyi, Benliğin mi sağırdı duymadın ki sesimi. Aşkın sınır boyunda kalbim oldu uç beyi, Kollarında verseydim kalan son nefesimi. Yangın yerinde kaldı feri gitmiş gözlerim, İsteseydin tutardın tutuşan ellerimi. Mahşerde görüşelim sanadır son sözlerim, Ruhsuz cellâtlar kesti aşk kokan güllerimi. Sahipsiz bedenimi bir çukura atarlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. Gönlümün vahasında bir çöl rüzgârı eser, Her yanı saran kumlar örter aşkın üstünü. Tükenen kelimeler dudaklarımda susar, Kays’ı unutan tarih yapar Leylâ büstünü. Hece hece döküldü ölümsüz aşk dizesi, Okuyan bulur belki yaşamından bir şeyler. Hasret çökünce kurur yüreğimin gözesi, Bizimde türkümüzü bir gün bir ozan söyler. Köleler pazarında ruhumuzu tutarlar. Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar. |
Kara kaplı defterde saklı kaldı geçmişim,
Tanıyamazsın beni tarih yazmaz adımı.
Sevdâ meyhanesinde aşk zehrini içmişim,
Yorgun kalbimle attım sona doğru adımı.
Gönül saltanatımın yıkıldı payitahtı,
Sonbahar gazelleri yerlerde savrulurken,
Gözlerimden boşalan hicranım sana aktı.
Alev içinde yanan bedenim kavrulurken.
Aşkı bitpazarında üç kuruşa satarlar.
Bir sevdâ hikâyesi yazdığım bu satırlar.
AŞKI BİT PAZARINDA ÜÇ KURUŞA SATARLAR..N e kadar güzel bir söylem.evet malesef aşklar bit pazarına düşecek kadar değerini yitirdi!bir gün o yürekte ,öteki gün başka bir yürekte gezer oldu.her daim olduğu gibi mükemmel dizeler seçkiyi hak etmiş tebrik ediiyorum yüreğinizi kaleminizi değerli dost kalem.selam saygımla....