ÖPÜCÜKİnsan bu aldanır ya, gerçek sanıp yalanı, Koynunda nasıl taşır, çift başlı bir yılanı? Aya bakıp, ağzımız, açık kaldı sanırken, Karanlık bir örtüyle, üstümüz kapanırken. Bir gönül öğütmeye, yetmiyor dil dibeğim, Anlamadı kimseler, çatlıyorken göbeğim! Kaç düğümlük bu hayat, atılacak kaç ilmek? Ne zor şeymiş Yarabbi, bir gönül şad eylemek! Demiri eritmeğe, yeterken harlı ocak, Dokundum bir gönüle, sandım, dünya yanacak! Kimse görmesin diye, ellerim hep koynumda, Taşıyamam, kimsenin, vebalini boynumda. Feryadımla uzağa, taşınırken melekler, Sanma bu sonsuzlukta, döner çarkıfelekler. Kaç dünya taşımaya, yeter bir cılız beden, Bir dünyayı, yok eder, nedensizce terk eden! Denizlerde tayfun var, karada çöl iklimi! Hangi devirdeyim ben, hangi zaman dilimi? Bilimden, yahut fenden, anlar mıydı gönlümüz? Tuttuğumuz şey değil, gözlerle gördüğümüz. Geçte olsa anladım, mevsim artık sonbahar, Ey gönlüm! Ben anladım; sen de anla, bu kadar! Söylemeye varmazdı, dilimi arı soksun, Dün nasıl yoktun ise, anla, yarın da yoksun! Ömrümüz nasıl geçti, hiçbir şey, anlamadan, Kayıyor çocukluğum, eski bir trabzandan... Çiçekler şahaneydi, güller büyük bahane, Çiçekler bir bir soldu, kesti çalılar iğne! Ne yana dönsem şimdi, batıyor bir yanıma, Anladım, ben bitmeden, bitmeyecek bu yanma! Uzat sağ yanağını, bir öpücük bu hayat, Öptüm dersen, ne mutlu, öpmediysen kaldır at! Hayrettin YAZICI |
Hangi devirdeyim ben,hangi zaman dilimi?
Felsefi sorgulamalar ağırlık katmış dizelere.
Yine çatışma var şairin gönlünde..
tebrikler sayın üstad..