UĞUR ile HÜMEYRA (Akrostiş)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 24 Ekim 2009 - 31 Ekim 2009 tarihleri arasında, Almanya’nın Düsseldorf şehrinde yaşayan çok sevdiğim iki dostuma misafir oldum. Bugüne kadar yaşadıklarım bir kenara orada yaşadıklarım bir kenara idi. Beni o kadar güzel ağırladılar ve o kadar büyük istek ve gayretle her isteğime koştular ki, bu ilgi ve alakaları altında ezilmedim desem yeridir.
Uğur ile Hümeyra, evli bir çift. Çok güzel bir evlilikleri var ve bir aşk evliliği yapmışlar. Birbirlerini çok seviyorlar ve ben de onları çok seviyorum. Ziyaretimin günler öncesinde, Hümeyra ile birgün telefonla konuştuk. Ve bana öyle sorular sordu ki, ben ömr-ü hayatımda böyle sorularla karşılaşmadım. Şimdi merak ediyorsunuz acaba ne sordu diye. Sizi fazla merakta bırakmadan söyliyeyim. Hümeyra ve Uğur’a misafirliğe gidecektim ve konuşmanın içeriği de bu konu üzerine idi. Bütün sorular benim neleri sevdiğim ve neleri sevmediğim üzerine idi. Yani çorbasından tatlısına kadar ne yerim ne içerim ne severim ne sevmem. Hatta içecek olarak ne severim ve kuruyemiş, meyve olarak neyi beğenirim ve dahası. Ben şok içindeydim ve bu ilgi karşısında çok kötü oldum. Sonrasında bu kadar zahmete gerek yok beni bir kardeşiniz sayın ve önüme yağda yumurta koysanız sesimi çıkartmam, çünkü ben sizi görmeye güzel bir iki gün geçirmeye geliyorum dediysem de dinletemedim ve Hümeyra’nın ısrarlı sorularına cevap vermek zorunda kaldım. Sonuçta, mükemmel bir iki gün ve bu yaşıma kadar yaşamadığım bir misafirlik yaşadım. "Tadı damağımda kaldı" diye bir tabir vardır ya, aynen öyle oldu ve bu iki günün tadı damağımda kaldı. Bu ilgiye değer miydim bilmiyorum ama keyfim tavan olmuştu onu da söylemeden geçemem. Sözün özü dostlar, misafir olmak güzel ama misafire unutamıyacağı bir misafirlik yaşatmak ve bundan sonsuz haz almak daha güzel olsa gerek. Çünkü benim keyfim yerindeydi ama sanırım onların ki benden daha çok yerindeydi, çünkü onlar bundan mutlu oluyordu. Bir espri ile kapatalım bu konuyu, onların bu mutluluğunu bozmamak için onlara daha sık gideceğim inşallah :)))))))
Misafir olmak varmış, kaderim bunu yazmış,
İstemekle olmuyor, dostluk ne büyük hazmış, Sevmek güzeldir amma, sevilmek başka zâhir, Arkadaşımın eşi, bütün hâliyle mâhir. Farkında idim elbet, farklıydılar her hâlde, İsteğim ziyaretti, çekingenlik ahvâlde, Rahatım yerindeydi, sarfettiler emeği, Paha biçilmez idi, Hümeyra’nın yemeği. Ellerinde ne varsa, hizmetime sunuldu, Riyâ yoktu hiçbir an, şeytan bile yanıldı, Ve inanın dostlarım, görmedim böyle ikrâm, Esirdi tüm zamanlar , oldular bana hep râm. Rüyâmda bile görsem, inanmazdım bu hâle, Lâl eyledim kelâmı, sürurum sindi kâle, İsteklerim soruldu, yediğim ve içtiğim, Keyfim içindi herşey, buydu benim biçtiğim. Bidayette ilk önce, konuştuk telefonda, Uğur’du adı onun, sesi sıcak bir tonda, Dedi "biz bekliyoruz, özledik abi seni, Uzamasın bu yollar, artık bekletme beni." Rahat bir yolculuktu, oraya vardığımda, Hâlime huzur doldu, Uğur’u sardığımda, Ayaklarımdı yerden, mutluluktan kesilen, Yüzündeydi tebessüm, gözüm yaşını silen. Revâ gördüler bana, herşeyin güzelini, Elleri erdiğince, ikrâmın özelini, Tartışmasız her anda, ince bir özen vardı, İlgileri sıcaktı, tüm bedenimi sardı. Misafirlik güzeldi, ehil ellerde böyle, Tavan olmaz mı keyif, haydi şimdi sen söyle, Aşkla hizmet ettiler, iki gün ve gece de, Vallahi sözüm ketum, cümlede ve hecede. Ayrılırken onlardan, içim buruktu biraz, Neler vardı soframda, gerçi eksikti kiraz, Onlara canım feda, bana örnek oldular, Lâkin benim içimde, yüreğime doldular. Diyorum ki dostlarım, misafirperver olun, Uğur ve Hümeyra’yı, her dâim örnek alın. |
elleri dert görmesin...tebriklerimle üstadim...