Gubet Yolcusu-Beyaz Otobüs
O beyaz otobüs,
Hani şu ön kapı camında "I Love You" yazan yastık, Arka camında Türk Bayrağı asılı olan, Hani şu seni alıp götüren beyaz Bembeyaz,tenbeyaz otobüs... Hadi beyaz otobüs bu sefer erken gidiver gideceğin yere, Gelmeyenler gelmesin bırak, Bırak git sen! Zararın ne kadarsa ben öderim, Paramla öderim,canımla öderim,kanımla öderim, Çek git yoluna! İnsanların yüzleri soluk soluk, Zoraki gülümseyişler sahte rahatlıklarla, Ayrılığın pençesinde insanlar. Bak simitçi abi de geldi, Elinde iki sepet taze,sıcacık,çıtır çıtır simitler, Al üç-beş,canın kaç tane isterse, Ben öderim hesabını, Cebimde kalan son paramla öderim,gözyaşımla,mezar taşımla öderim, Bas git yoluna! İşte!Kalkış saati geldi, Neden inat ediyorsun hâlâ kalmakta,beklemekte ne inat ediyorsun? Sevdiğim gelmeden git,onu bırak da git, Bekleyenleri vardır gelenlerin,merak ederler, Geç kalma ne olursun. Yarimi bırak buralarda, Bir güneş batışı kadar daha kalsın, Ne olur ki? Cezası neyse ben öderim, Ahlarımla,günahlarımla,gelmeyen sabahlarımla öderim, Defol git yoluna! Al işte!Geldi bile sen gidene kadar, Sen nazlanırken o gayet kararlı geldi dikildi kapının önünde, Elinde bavulu,yanında eşi dostu, Yüreğinde karşılıksız sevdam. Gitme beyaz otobüs,artık gitme! Yalvarıyorum sana gitme,kal biraz daha, Bak daha bitmedi sigara paketim, Daha bitmedi hasretim, Gül yüze bakmaktaki arzum bitmedi. Homurdanan moturun sesiyle anlıyorum ki gideceksin, Ama geç kaldın bunu bil, Gitmekte on dakika geç kaldın, O gelmeden gidecektin, Hadi git! Git artık daha fazla çekemem bu azabı, Ve basamaklarından çıkarken yaban çiçeğim, Ağır ağır,sakin sakin,yorgun adımlarla, Kaçamak bakışlarla gözgöze, Buğulu camın ardında bir yürek yıkıcı bakış, Tüylerimi diken diken eden, Nazlı dallar gibi sallanan bezgin bir el. Onu sana emanet ediyorum beyaz otobüs, İstanbul;onu sana emanet ediyorum, Onu size emanet ediyorum gurbet yolcuları, Allahım!Allah’ım;onu emanetçilerin emanetçisine, Onu sana emanet ediyorum Allah’ım! Son sigaramı ezerken ayağımın altında, Gidişini de öyle eziyorum işte gözlerimde, Sanki hiç gitmemişsin gibi, Arkandan bakarken gözden kaybolana kadar son virajda, Gurbeti eziyorum öne eydiğim bakışlarımla. Seni suçlayamıyorum ki, Gitmen gerekiyordu da gittin, Susmam gerekiyordu da ben sustum. Sen beyaz otobüs; Sevdamı alıp götüren,beni eritip bitiren, Sen kayarken asvaltta umursamazca, Arkanda kalan ben, Gözlerimden bir damla yaş akar gider gibi, Ellerim ceplerimde,dudağımda bir gurbet türküsü, Ayrılık nakaratlı. Güle güle git sevdiğim, Kalbinde umutsuz aşkıma duymanı istediğim sarsılmaz inancın, Güle güle gönlümü verdiğim, Yaşayıp giderken kendi halinde Allah tek yardımcın. Sanki sökülürcesine dudaklarımdan gülüşler, Sen benim umuda son kurşunu sıktığım otobüs, Aman ha!Aman ha,yavaş git ayrılığa, O kadar şey paylaşmışken senle,bu ricamı bari kabul et, Bu şehri karanlıkta bırakmışken, Hiç olmazsa İstanbul’u aydınlat. Aydınlık şehir İstanbul,gurbet meydanı İstanbul; Ey zalim şehir! Gözün aydın,artık koynunda o beyaz otobüs, Artık sınırların içerisinde gönlümün yansıması... *Hercaî* |
her çeşnisi çok olan bir şiirdi...içtim her mısranızı...
tebrikler...