KAYIP MARTI
Bir martının kanadına bağladım umudumu,
Şimdi bulamıyorum bu şehirde yüzlerce martı var, Acaba şu gelen kayıkçı onu fark edip buldu mu? Adamın yüzünde tarifsiz bir karartı var. Aleyküm selam kaptan buyur otur, Ben de seni bekliyordum burda, İç şu suyu terini biraz olsun soğutur, Ya ben bir şey kaybettim,belki sen bulursun olur da. Bana bu şehirdeki yüzlerce martıdan yalnız biri lazım, Karadeniz bana kırık bir umut borçlusun, Yoksa sularını arşınlamakla mı karalı alın yazım? Şimdi tenim tuzlu ve ellerim yosun. Tüm varım yoğum kayıp bir kuş kanadı ucunda, Çaresizliğimi en iyi Rabbim biliyor, Şimdi göğe nöbet tutuyorum Sinop’un kale burcunda, Sanki Karadeniz halime gülüyor. Ben hep mağduruyum böyle zorlu sevdaların, Gülme be Karadeniz beterin beteri var, Umudumu sen çaldıysan delirir köpüklü dalgaların, O umutta yirmi yılın kederi var. Eğlence arıyorsan git bul kendi dengine, Hayattaki tek servetim kayıp be Karadeniz, Göz yaşlarım karıştı gitti engine, Bu yaptığın ayıp be Karadeniz. Ver de kanatlımı,uyandır beni bu kötü rüyadan, Bir görsen tüyünün renginden tanırsın, Öyle karadır ki benim umudum riyadan, Bir görsen suyunun renginden utanırsın. Biz öteden beri severiz birbirimizi, Şimdi bana bu zalimliğin niye? Hadi Asya’nın mağrur denizi, Gönder martımı,ben sana kıyamam diye. Hadi madem senle barış edelim, Sularını çarşaf çarşaf seriver bana, Affettim seni gel işin sulhuna gidelim, Martı senin olsun,umudumu geri var bana. Hercaî |