Nura Üçgen Ağıdı
Yandım gül yangınında, dondum ayrılık gecelerinde
Rüya kuşlarım yetim güftelerin hecelerinde.. Ağlayan kütüğe bel bel bakan nüfus cüzdanım Altı delik sümerbank ayakkabım, şiirim Geceyi beklerken sabah doğmalarında.. Cennete güz mevsimi ısmarladılar Yarın ki resmimi yapan aynalar.. Girmeye görsün ömür treni Taş örgülü ve taş yürekli Kara tünel zamanlara Yanarım da yanarım, Kendi sıcağımdan Ve dumanımdan Boğulurum... Nerdesin Sonsuz Nur? Dar kafese nasıl sığmış bu gökler? Bir yer ki inişi zor, zor işte zor Çıksan çıkılmaz, her tarafı yokuş Ova, deli toynak arzularımda Dağ, kanadı kırık yaralı bir kuş İçinde doruk taşıyan dip benim Kemiği sızlayan son garip benim Terminalde emanet ofisi miyim hayret! En sonunda anladım ben ki bana emânet.. Şaket beni, parçala, gel ey ölüm meleği! İki yere teslimim: Ruhum göklere,Hakk’a Ve günahkâr bedenim çılgın kara toprağa... Nur Gel yağ! ve sende Arkasından Yağıver yağmur! Bil halimi, anla! En son bataklıktayım Yükselmiş çamur çeneme Ne olur, ne olursunuz ne! El atın geçen senelerime! Kalem, kâğıt, kudüm,ney ve güvercin Niye öfke, niye nefret, niye bu kin? Alın beni uçurumdan, çıkarın, çekin Cümle şiirler dilsiz, kelimeler de ruhsuz Aşkım sur’un üflenmesi, uçsuz bucaksız ova Bilmezdim nefes alıp vermek dava içinde dava! .. Mustafa CEYLAN ---------------------------------- -(Gülce-Üçgen) |
Ne kadar ustaca yazılmış bir şiirdi.Mısraların oluşumu çok farklıydı.
İlgiyle okudum farkındalık dolu şiirinizi.Başlıkta çok yakışmış.
Emek verilerek yapılan bir çalışma olmuş tebriklerim sizin için.
ssismanlar tarafından 10/27/2009 7:57:05 PM zamanında düzenlenmiştir.