SUSARDIMDaha düne kadar ........penceresiz dört duvarım vardı, Gecemi de gündüzüme de ........yalnız onlar sarmalardı... soğuktu yüzü duvarların, konuşmazlardı amma, yalnızlığımı tüm çıplaklığı ile ........bütün uykusuz gecelerimde ................hep yüzüme haykırırlardı, s u s a r d ı m, tek kelime söylemeden, acılarımdan inlesem de ........................inlemeden, hep o yürek yıkan, can acıtan sözler ........kulaklarımı sağır edecek kadar ................çınlardı duvarlarda, yalnızlığın girdapları ne kadar savurursa, karanlığın tokatları da o kadar acıtırdı, s u s a r d ı m, birkaç damla birikirdi göz pınarlarıma, özgürce akmak için zorlardı ve gözlerim yanardı, göz kapaklarımı kapatamazdım, bilirdim her kapanış ........bir sağnak yağmurun ................habercisiydi bende... yutkunurdum, çaresizliğin kollarında, hayatın cam kırıkları takılırdı boğazıma, yırtardı, keserdi, ................kanım akardı aldırmazdım da, her damla da canım yanar ve ........işte şurama, tam yüreğime ................paslı hançer gibi batardı... s u s a r d ı m, oysa özlemlerim vardı birikmiş kin gibi, bir ışığım olsa ........benim de yüreğim yanardı yanmasına da, avuçlarıma her bakışımda, mazinin acı izleri, ve parmaklarımın arasından süzülen ........küllü hatıralar görürdüm... ve bir tek kelime söylemeden ........kaç gece eskittim ben ................ömür sermayesinden, her gecemin sabahı oldu olmasına da yüreğimin buruk acıları, yarınımın garip sancıları, ve dahası umutlarımı çalan ........sahte sevgi talancıları ................içime ektikleri meyvesi acı olan ................o tohumlarla bırakıp giderlerdi, ................her gündüzün seher başlangıçlarında... s u s a r d ı m, bir kelime söylesem .............duvarlar üzerime gelecek bir şikayete yeltensem .............tüm suskular ....................en büyük çığlıklardan daha çok yankılanacaktı, ama ben...s u s a r d ı m... sabah ezanları yırtardı taze kefenlerimi, çünkü her gecenin sabahında, kendimden kaybettiğim nice cenazeler ........defnedilmeyi beklerdi sıra sıra... ve ben halâ...s u s a r d ı m.. çıt çıkmazdı odamda, tık olmazdı, ........saatin tik taklarından başka... bazen gözüm yelkovana takılır, her dakika adımında ........canımdan bir ilmek çekildiğini hissederdim, ve her saat başı ........akrebin farkettirmeden aldığı o büyük yol, ........ömrüme doldurulamaz bir boşluk daha katardı, ve korkardım takvim yapraklarına bakmaya, ve ne çok uğraşırdım ........yılların su gibi akıp gittiğine aldırmamaya... bütün bu hallerime ket vurulan ........o gece, sustuğum son geceydi, ilk kez dudaklarım kıpırdadı, ve tüm suskular sustu, çatlamış dudaklarımın hasret çırpınışlarında ................bir çırpıda çıkan ’seni seviyorum’ oldu, ve ardından ........ürkek bir tekrar daha, sonra bir daha... bir daha....... bir daha....... avuçlarım hafiften yanmaya, gözlerim gülmeye, ve hemen ardından baktığım aynada ........yüzüme can gelmeye başladı. bir el dokundu çok uzaklardan ........bedenimdeki yılların yorgunluğuna, bir söz girdi kulağımdan, ’ben de seni seviyorum’ diyen, bir söz ki, dünyalara bedel, bir söz ki, bin ömre bedel, bir söz ki, acılarımı alıp maziye gömen... duvarlar mı? ne oldu.... mazinin uçurumuna attım ........ve yıktım onları. ş i m d i! ........dört yanım bahar mevsimi, b e n s e ........yeni uçmayı öğrenen kuş gibi ........kanat çırpıyorum ................duvarların ardında beliren ................ufukta gördüğüm ................o büyük...s e v d a y a.. i ş t e; karınca misalî düştüm yollarına, ömür yeterse vuslata, ........dudaklarına bir öpücük kondurmaya, yahut ........s e v d a m ı n ................y o l u n d a ........................ş e h i t ................................o l m a y a. K ü ç ü ğ ü m! ........e ğ e r...s e n ................o l m a s a y d ı n, ........................e b e d i y y e n ................................s u s a r d ı m... 28.07.04 / Frankfurt Metin Eser |