Ölüm de ŞerbettirBiçare gönlümün suskun efendisi Eriyor taştan duvarlarım gölgeden varlığında Mum ışıkları gibi titriyor kalem Ve perişan ruhum paçavralara dönüyor huzurunda Güvercin yemliklerine her gün attığın darılar gibi Hatırlasan ya arada sırada beni, Aralarına karbon kağıtları yerleştirmiş gibi Çoğaltmasam bende acıdan süzülen günlerimi Ey kapında gecelerce sarhoşluk çektiğim yar, Vaftiz ediliyor ruhum suların griliğinde Bir küfenin içerisine atıyorum kalbimi Çürüyüp gidiyor o da sabahın pir-u pak ezan seslerinde Gözlerimi gidişine astım Dönersen müjdelenecek akıttığı yaşlarla Beni bana mıhlayıp kehribarlara hapsettin Bırak pas pas olsun gurur adımlarının altında Ey kandilini kudretli rüzgarlarla söndüren yar, Sana da bana da yeter sandığım hayat Zehir tadı bırakıyor artık damağımda Ses ver ne olur ses ver Hiç bir dua yetişmiyor imdadıma Sancakla uyanıp sancakla uyuyan neferler gibi Sarıldığım tek gerçeğin koynunda yutuyorum en kuvvetli zehiri Ölümde olsa sonunda bırakmam yar Bırak kahpe kollarından içeyim ölüm şerbetini Ciğerlerimden soluk geçmiyor Nicedir... Ölüm bile Tıpkı acı gibi Senden geldiğinde güzeldir... Dip not : Yum gözlerini, söz bundan sonra süzülmeyeceğim... Ölülerde duygu yoktur, sevmem artık dersen üzülmeyeceğim... Elif SEZGİN |
Selam ve Sevgimle....