ELVEDA GÖLGE ÇİÇEĞİM
Bu gece
Son bir kez olsun Yüzleşmek istedim kendimle İçim titreyerek indim merdivenleri Kimsenin girmek Görmek istemediği o kutsal mabede Köşeye büzülmüş Öksüz bir çocuk misali Korkuyla saklanmıştı Karanlık, izbe bir köşeye Bendeki ben Tek tek topladım hıçkırıklarının ahengini Ve Yavaşça yerleştirdim ceplerime İncitmekten korkarak Dokunsam, okşasam saçlarını Kır çiçekleri açacaktı bakışlarında Öpsem göz çukurlarından Bulutlar dillenecekti belki de Keskin bir rüzgarın ürpertisinde Nasıl da kırılgan Nasıl da yalnızdı oysa Her şeye ve herkese rağmen Susacak mıydı sessiz çığlıklarım Dinecek miydi içimdeki fırtına Kasırgaya dönmeden Tükenecek miydi Bir türlü gitmeyen kimsesizliğim Bilmiyor Bilemiyordum Ve Üşüyordum yalnızlığın koynunda Canım yanıyordu farkında olmadan Dumansız alevlerde kaybederken benliğimi Bağrımda kor ateşler devşiriyor Bir yudum sevgi dileniyordum Kuruyup çatlayan yüreğime Bıkmadan usanmadan Tek tek sönüyordu yıldızlar Limansız kıyılarda buluyordum kendimi Hep orada kal çocuk Belki karanlık ve soğuk buralar ama İnan bana çok kırılırsın dışarıda Öylesine hırpalanır ki sırça kalbin Sen bile şaşırır isyan edersin Çığlık çığlığa Şimdi Ağlayarak çıkıyordum Korkarak indiğim merdivenleri Elveda benim gölge çiçeğim Elveda Kendime ve sana rağmen Kalmalısın ebediyyen Burada Bir kez daha bakıyordum içimdeki çocuğa Hüzünlü Zorlama beni Kendimin katili olamam ki Hoşçakal çocuk Şimdi ağlamak vakti... Eylül GÖKDEMİR/Asimaral... 05 EKİM 2009 |